Hal böyle iken Amedspor’un kurumsal temsilcileri, kurumun içinde, takıma ve kuruma zarar verecek davranış ve tutumlardan uzak durması, kurumu koruma reflekslerine açık olması çok önemli.

Kurumsal şeffaflık, temsil etme ve sahiplenme

Amedspor’a gittikçe artan sahiplenme ve destek ile beraber yükselen bir değere dönüşmesi, beraberinde büyümeye uygun kurumsallaşma ihtiyacını da ortaya çıkardı. Amedspor’u destekleyen ve sahiplenen kitle artıkça temsilcilerden ve yetkili yöneticilerden, bu büyümeye uygun kurumsal disiplinin geliştirilmesi beklentisi de artıyor. 

Amedspor’u, bugün, bu kadar ilgi odağı yapan ve kitleselleşmesini sağlayan şey, sadece sportif başarıları değil, temsil ettiği kitlenin uğradığı muamelelere benzer muamelelerle karşı karşıya kalması ve yanlışlara ‘bir karşı duruş’ sergilemesidir. Elbette sportif başarılar, takımın bütün bileşenlerini mutlu ve motive eden, yeni başarılar için yol açıcı referans sağlayan bir etken. Emek veren herkesin de bunun haklı gururunu yaşaması olağan bir durum. 

Ancak son dönemde yaşanan tartışmalara bakıldığında, Amedspor’un, sportif faaliyetlerini sürdürürken ortaya koyduğu uzlaşıcı kültürün yanına, şeffaf bir yönetim ve kurumsallaşmayı da eklemesi gerektiği ortaya çıkmakta. 

Hafızayı zorlamaya gerek kalmadan, Amedspor’un sportif mücadelelerin yanında bir çok engel ve hukuksuzlukla mücadele ettiğini görmek mümkün. Hal böyle iken Amedspor’un kurumsal temsilcileri, kurumun içinde, takıma ve kuruma zarar verecek davranış ve tutumlardan uzak durması, kurumu koruma reflekslerine açık olması çok önemli. 

Yine Amedspor kulübünde, bütün futbol sektöründe olduğu gibi ekonomik ve mali idare, yöneticilerin bu konulardaki şeffaflığı, kurumda sürdürülebilir bir gelişim için çok önemlidir. Kurum temsilcileri ve yöneticileri kişisel ve grup çıkarlarının kulübün çıkarlarının üstüne çıkmasına izin vermeyecek bir sistem mekanizmasının kurulmasından da sorumludur.

Bir futbol takımının başarıları ve kitlesi arttıkça yeni sorunlar yaşaması ve bunun sonucunda da yeni yapılanmaya ihtiyaç duyması olağan bir durum. Kurumsal disiplin ile kuruma zarar veren kişilerin önüne geçilmesini sağlamak, tartışmaların kurumun gelişimine yoğunlaşmasını sağlar ve sahiplenme duygusunu geliştiren eleştirilere kulak verilmesi, bundan sonrası için çok önemli olacak. 

Özellikle “sahte bilet” meselesi ile ilgili eleştiriler ve Amedspor’un eski kaptanı Deniz Naki’nin açıklamalarından sonra eleştiri yapanların suçlanması doğru bir tavır değildir. 

Doğru olan yapılan hatalardan ders çıkararak varsa yapılan hataların telafisinin yapılması ve bir daha benzer hataların tekrar etmemesi için alınan ve alınacak tedbirler konusunda, kamuoyuna bilgi ve teminat vermektir. 

Deniz Naki neyi açıklayacaktı, neden Amedspor Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Elaldı’nın istifa etmesini istedi, açıklayacağı şeyler Amedspor takımına ve kurumuna zarar verecek şeyler mi yoksa kurumu sahiplenme ve korumaya yönelik mi olacaktı? 

Amedspor Başkanı Sayın Aziz Elaldı ve Amedspor Yüksek İstişare Kurulu'nun (YİK) yaptığı açıklama, sorulara ve sorunlara tatmin edici cevaplar veremedi. Dolayısıyla Sayın Elaldı, daha gerçekçi ve çözüm üretmeye yönelik yeni bir açıklama yapmak zorunda kaldı. 

Amedspor yönetiminin, Aziz Bey’in paylaşımıyla yaptığı özeleştiri ve açıklamalar umut verici ve bahsettiğimiz bütün sorunlara doğru bir yaklaşım geliştirmek açısından önemlidir. 

Son olarak Amedspor taraftar derneklerinin “Hiç kimse Amedspor çıkarlarının üstünde değildir.” paylaşımı da Amedspor taraftarının kulübünü ve kurumunu sahiplenme ve denetleme mekanizması işlevi görmesi açısından önemlidir. 

Amedspor büyüyor ve ona uygun bir kurumsal vizyon ve yapılanmaya ihtiyaç var. İhtiyaçlar doğrultusunda gereken mekanizmaları kurmak ve harekete geçirmek Amedspor’un emanet edildiği yöneticilere düşüyor.