Büyük holdingler tarafından desteklenmeyen ve bölgesel gazete olarak adlandırılan Amed Times gazetesindeki köşemden dünya devletlerine umutsuz bir umut çığlığı olacak çığlığımı duyurabilir miyim bilmiyorum çokta umutlu değilim.
Ama sorumlu bir birey olarak benliğimi kavuran çığlığımı dönem dönem okuyucumla paylaşmak istiyorum ve duyarlı çevrelerce duyulmasını ve sosyal medyadaki hesapları aracılığıyla yaygınlaştırılmasını umut ediyorum.
Sizler, dünya lideri olduğunuzu iddia eden devletler ve güçler neden savaşıyorsunuz?
Sizler her fırsatta dünyanın en gelişmiş, en zengin, en demokratik, en güçlü ülkeleri olduğunuzu tekrarlayıp duruyorsunuz. Neden savaşıyorsunuz?
İnsan haklarına en duyarlı ülkeler olduğunuzu her fırsatta tekrarlayıp duruyorsunuz. Tarih boyunca en ağır insan hakları ihlali ve suçu olan Katliamların, soykırımların sebebi savaşlar olduğu kanıtlanmışken, neden savaşıyorsunuz?
Ekonomik ve refah konusunda her fırsatta bilimsel savlar ileri sürerken, savaşarak en ağır ekonomik yıkıma sebep oluyorsunuz. Neden savaşıyorsunuz?
Ekolojik denge üzerine bir sürü bilimsel çalışmalar yaptığınızı ve duyarlı olduğunuzu söylüyorsunuz. Çocuklarımıza yaşanası bir gezegen bırakmak gerektiği konusunda bilimsel tezler ileri sürüyorsunuz. Gezegeni yaşanamaz hale getiren, nükleer silah denemelerine neden devam ediyorsunuz? Nükleer silah üretimine neden devam ediyorsunuz? Ekolojik yıkıma sebep olan tahribatlara sebep olan bu eylemlerinize neden devam ediyorsunuz? Neden savaşıyorsunuz?
On bin yıllık medeniyetimizde sadece yıkımlara sebep olan, binlerce kültürün ve halkın yok olmasına sebep olan ve her fırsatta tekrarladığınız artık gezegendeki yaşamı tehdit edecek savaşlarınızı neden devam ettiriyorsunuz?
Kutsalınız varsa ve bir dine inanıyorsanız, her ne kadar din adına tarihin her döneminde din savaşları adı altında binlerce savaş çıkararak katliamlara sebep olduysanız da, On bin yıldır kurulan her din savaşmanızı yasaklıyor. Neden savaşıyorsunuz?
Kurduğunuz imparatorluklar, beş kıtadaki halkları katledip altın, elmas, ürettikleri tüm ürünleri, hatta insanlarını köle olarak getirip bir dönem zenginleştirdi. Bu dönemde ne eski imparatorluklar ne de zenginlikleri yok! Yarın, belki de tüm yaşamı yok edecek veya sizi yağmalayacak sizden güçlü bir güce kaptıracağınız zenginliklerinizi devam ettirmek için mi savaşıyorsunuz?
Kasalarınızdaki milyarlarca dolarınıza, birkaç dolar daha eklemek, yüzbinlerce ton altın stoklarınıza birkaç ton daha fazla altın mı eklemek istiyorsunuz?
Gezegenimizi yıkıma sürükleyecek belki de yaşamı bitirecek, milyonlarca çocuk, yaşlı, gencin katliamına, yüz milyonlarca evini yurdunu terk edip mülteci durumuna düşüp sefalet ve trajedilere sürüklenen çocuk, yaşlı, gencin trajedilerine değer mi?
Bu trajedinin bir gün ülkenizde de yaşanabileceğini düşünmüyor musunuz? Neden savaşıyorsunuz?
Bir yandan uzay çalışmaları yapıyor, bir yandan bir insanın hayatını kurtaracak tıbbi araştırmalar yaparken diğer yandan milyonlarca insanın katliamına sebep olan savaşlarınıza neden devam ediyorsunuz?
Savaşlarınıza devam etmek için her dönemde çeşitli sebepler ileri sürdünüz. Savaşlar ileri sürdüğünüz tüm sebeplerin aslında temel tehlikesi olmuştur. Savaşlar, insanın varlığını, ideallerini ve insani değerleri tehdit eden en büyük tehlikedir. Sizin özgürlüğünüz başkalarının esaretiyle, sizin zenginliğiniz ve refahınız başkalarının sefaletiyle sağlanamaz!
Gazze’de aylardır devam eden insanlığın utancı soykırıma, bebek, çocuk, genç, yaşlının tüm dünyanın gözü önünde yaşadığı drama vicdanı elveren var mı?
Kutsalınız varsa kutsalınız adına, insani değeriniz varsa inandığınız değerler adına bir insan olarak size sesleniyorum. On bin yıldır sadece yıkıma, gözyaşına, acılara, katliamlara, soykırımlara, sadece insanlık suçlarına sebep olan savaşları durdurun.
Barındığımız gezegen dahi artık tahammül edemiyor sizi uyarıyor. Geç olacak geri dönülmez noktayı çoktan geçtiniz DURUN ARTIK!