Son günlerde gündemi meşgul eden, birçok şehirde yollarda yazılan Kürtçe yazıların silinmesi, milyonlarca insanın konuştuğu bir dili yasaklamak veya yazılan yazıları silmek, o insanlara ve konuştukları dillerine saygısızlıktır.

  Bazı şehirlerin caddeleri yap boza döndü. Devletin kurumları ve belediyeler ciddiyetini korumalı. 

    Bir yandan üniversitelerde Kürtçe bölümler açıp, bir yandan da Kürtçe yazıları silmek insanları küstürür. Beri tarafta Kürtçe kanal açıp, Kürtçe diline ambargo uygulamak çok çelişkili bir durum. 

    Birçok yerde Arapça tabelalar ve yazılar var. Onlara müdahale edilmiyor, neden Kürtçe yazılara müdahale ediliyor? Devlet veya hükümetler adil olmalı, adil oldukları sürece halkın sevgi ve saygısını kazanır. Bir uygulama varsa tüm yurtta geçerli olmalı. Keyfiyetten uzak milletin refahına ve ülkenin huzuruna uygun davranılmalı. 

    Eğer ki Kürtçe yazıları silmek istiyorsanız, buna önce Kürtçe kanaldan başlayabilirsiniz. Devlet kanalında "TRTKURDİ" yazıyor ve yedi yirmi dört saat yayın yapıyor.  Hem devlet televizyonunda "TRTKURDİ" kanalını açacaksınız hem de bu dille yazılan yazıları sileceksiniz. Bu tezat durum sizin ciddiettinizi halk nezdinde sorgular. 

    Öte tarafta insanlar halay çekiyor diye tutuklanıyorlar. Türkü, Kürdü, Lazı... Halay çekiyor.  Ülkemizin dört bir yanından insanlar eğlenirken bunu yapıyor, bugüne kadar sorun olmadı da neden bugün sorun haline geldi? İnsanı düşündürüyor. Eğer ki halay çekmek suç ise siyasilerimiz başta olmak üzere bir çok insan halay çekiyor. Ülkenin yarısından fazlası suç işliyor demektir. 

    Bu ülke hepimizin ülkesi, Türkiye hepimizin evi. Aynı bahçenin farklı çiçekleriyiz, aynı ağacın dallarıyız. Farklılıkları zenginlik olarak görmeliyiz. Ülkemizin kutuplaşmaya değil, toplumsal barışa ihtiyacı var. Binlerce yıllık bir geçmişe sahibiz, aynı toprakların insanıyız birbirinizin değerlerine saygı duymalıyız. Unutmayalım ki bizi biz yapan; bizimle aynı renkte, aynı fikirde olmayanlardır. Nasıl ki her gün gündüz olsa veya her gün gece olsa hayat yaşanılmaz bir hal alırsa, herşeyi ile bizim gibi olanlarda bize lezzet vermez. Gece gündüzde, gündüzde gecede anlamlıdır. Yani Türk ve Kürt birbirinin değerlerini yaşattığı sürece birlikte güçlüdür ve anlamlıdır.