AMED TIMES - 10 yıldan fazladır, sürekli kendisine mobbing uygulandığını, onlarca soruşturma açıldığını ve iki defa “deli” gerekçesiyle heyetlere girdiğini ifade eden Esma Zincirkıran, yetkililere sesini duyurmak için başına gelenleri Amed Times’a anlattı ve yapılan uygulamaların son bulması için yetkililerden yardım istedi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nda 12 yıldır görev yaptığını, bunun 11 yılını memur olarak, son 1 yılını da Diyarbakır'da bilim teknolojileri öğretmeni olarak yaptığını aktaran Zincirkıran, Hatay’daki Kurum müdürünün, 2015 yılında teknisyen olarak görev yaparken kendisine uyguladığı mobbingi CİMER’e şikayet etmesinden sonra her şeyin kötüye gittiğini aktarıyor.
37 yaşındaki Esma Zincirkıran, Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürü M.Ç.’yi şikayet ettikten sonra başına gelenleri şu ifadelerle anlattı:
“En son dayanamayıp CİMER’e şikayette bulundum 2015 yılında. Bunun üstüne başladı sürgünler, disiplin cezaları. Ondan sonra hayatım kaydı yani. Bu şikayetle hayatımın kayması saniyeler içinde oldu. Bu şahıs, işbirliği içinde olduğu kişilerle benim sokaklarda da peşimi bırakmadı. Orada savcılıklara başvurdum, sonuç alamadım. Tayin isteyip memleketim Siverek'e geldim. Dedim herhalde peşimi bırakırlar. Geldim Siverek’te de soruşturmalar devam ediyor. Yine bana oturacak yer verilmiyor. Bana hiçbir görev yaptırılmıyor. Siverek’te de ilgili savcılığa başvurdum, kaymakamlığa başvurdum, Şanlıurfa valiliğine başvurdum. Hiçbir yerden sonuç alamadım. En son Siverek’ten bir namus iftirasıyla İlçe Milli Eğitim Müdürü N.K. beni Halk Eğitime sürgün ettirdi”
Benim talep ettiğim müfettişler benimle görüşmeden bana ceza verip gitmişler
Esma Zincirkıran, Hatay’daki müdürünün dosyasına ne yazdığını bilmediğini ancak gittiği her kurumda kendisine karşı sürekli farklı muamelelerin yapıldığını, yapacak iş ve oturacak yer verilmediğini, heryerde kendisine suçlu muamelesi yapıldığını dile getiriyor. Zincirkıran, her yerde böyle karşılanınca da yetkililere bir türlü olan biteni anlatamadığını şöyle ifade ediyor:
“Bir devlet memuruymuşum gibi bana hiçbir şekilde davranılmıyordu. En son dayanamadım ve Milli Eğitim Bakanlığı'na yazdım. dedim ki ben bir suç işlemedim ve olay da böyle başladı. Ben dereceler yaparak atandım Milli Eğitim Bakanlığı'nda. Bir suç işlemedim. Adli sicilim de temiz dedim. Bu kişiler hakkında müfettiş talep ettim. Durumumun incelenmesini istedim. Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri gelmiş. Ben bu adamların yüzünü görmemişim. N.Ç. ve E.C. Sistemde arkamda 43 sayfalık asılsız soruşturma raporu hazırlamışlar, beni Hilvan Öğretmen evine sürgün edip üstüne de 3 disiplin cezası verip gitmişler. Bu konuyla ilgili belgeleri de bana PTT kargoyla göndermişler. Ben bu müfettişlerin yüzünü görmedim. Bu bakanlık müfettişleriyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının şikayetinde bulundum. Bu müfettişler kim yani? … Aldılar Urfa Savcılığı'na. Urfa'dan Hilvan'a gönderdiler. Derken oradan da takipsizlik çıktı. Onun izini de kapattılar. Hilvan Öğretmen evine gittim. Yine aynı şekilde davranmaya devam ediliyor. Bana hiçbir görev yaptırılmıyor. Ben insan yerine konulmuyorum.”
Akıl sağlığımın yerinde olmadığını iddia edip rapor istediler
Sürekli soruşturmalara, karakollarda ifade vermelere, iftira ve komplolara maruz kaldığına dikkat çeken Esma Zincirkıran, bunlardan sonuç alamayan amirlerinin, onun deli olduğunu ve memurluk yapamayacağını iddia ederek, iki yıl arayla akıl sağlığını ispatlaması için heyetlere gönderdiğini dair şunları söyledi:
“Hilvan Öğretmenevi’nde oranın müdürü benim elime bir belge verdi. Dedi ki akıl sağlığın yerinde değil senin. Her yerde sorun yaşıyorsun dedi. Git bize heyet raporu getir dedi. Üst yazıyı elime verdi. Tamam dedim. Gittim geldim burada Hilvan'da çalışırken geldim Dicle Üniversitesi'ne üst yazıyla birlikte başvurdum. Dedim ki kurum müdürleri beni akıl hastası olmakla itham ediyor. Ben heyete çıkmak istiyorum. Sağ olsunlar. Dilekçemi işleme aldılar, bana gün verdiler. Geldim burada heyete girdim. Heyet raporunu da bekledim. Birkaç gün sonra heyet raporumda temize çıktı. Götürdüm, kuruma sundum. Ondan sonra baktım orada da uğraşmaya devam ediyorlar. Oradan sonuç almayınca bu defa başka bir şeyle suçlamaya kalkıyorlar. Ben dedim en iyisi Şanlıurfa Merkeze tayin isteyeyim dedim. Belki valinin bir ağırlığı olur artık peşimi bırakırlar dedim. Haliliye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne tayin istedim. Gittim oraya, orada yine aynı şekilde ve bin beter şekilde devam etti.”
Sürekli kurumda ve karakolda ifadeye çağrılıyordum
Şanlıurfa merkezde de yine eski müdürüyle ilişkili olan amirleri tarafından sürekli ötelendiğini söyleyen Esma Zincirkıran, iftira ve farklı kişiler tarafından sürekli rahatsız edildiğini dile getirdi.
Zincirkıran, Şanlıurfa’da da hiç kimseyle konuşmasına izin verilmemesine rağmen sürekli hakkında şikayet ve soruşturmaların açıldığını, kendisini temize çıkardıkça yeni suçlama ve cezaların verildiğini anlatırken bu durumu nasıl düzelteceğini de bilmediğini çaresizce şöyle anlatıyor:
“İki günde bir Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün müfettişleri gelip ifademi alıyor. Yani oturacak yer vermiyorsunuz. her gün sorgu için çağırıyorsunuz. İki günde bir de oradaki karakol beni çağırıyor. Yani sadece ben kurumda ifade vermiyorum. Karakolda da çağırıyorlar. Derken ben en son dayanamadım artık baktım olmuyor; Siverek ve Hilvan'da toplamda yedi tane disiplin cezası bana verilmişti. Ben o cezaları Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesi'ne başvurdum. Hepsini istinafa kadar kaldırdım. Ondan sonra bu kalktığı gibi evrakları götürdüm. Haliliye İlçe Milli Eğitim Müdürü M.R.’nin önünü sundum. Dedim bakın ben masumum dedim. Gönderdiğiniz hastaneden temize çıktım. Mahkemelerde de temize çıktım. Benimle artık uğraşmayın. Bir görev verin bir yerde oturup işimi yapayım dedim. Beni hiç takmadı odasından kovdu bu şahıs. Ondan sonra baktım olmuyor. Hiçbir şekilde bir şey yapamadım. Bir şey yapmama zaten izin vermiyorlar. Nereye gitsem benden önce oradalar. Beni şikayete gidiyorlar. Kurumda herkeste sorun yaşadığımı iddia ediyorlar. Oysa ben şimdiye kadar gittiğim yerde hiç kimseyle, hiçbir şehirde sorun yaşamadım.”
Nerede çözüm aradıysam olumlu cevap alamadım, cezalandırıldım
Başına gelenleri, adli kurumlardan, yetkili bakanlıklara kadar, mülki amirlerden milletvekilleri ve TBMM Adalet Komisyonuna kadar bildirdiğini söyleyen Zincirkıran, CİMER’e de 55’ten fazla şikayet bıraktığını söylerken şöyle devam etti:
“Haliliye İlçe Milli Eğitim Müdürü masasına mahkemenin temiz kağıtlarını koyduktan bir saat sonra kalkan ceza sayısı kadar, yani yedi disiplin cezasını, herhalde önceden hazırlamışlar, elime koydu. Dedim ki bu cezalar bana neden verildi? Yeni kaldırdığımın cezaların yerine neden tekrar ceza verdiniz? Açıklama yok. Git Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü Marif Müfettişleri Başkanı M.V.K. ile görüş dedi. Seninle ilgili kararları o bize veriyor dedi. Kendisine gidiyorum. O da cevap vermiyor. O da kurum müdürüne gönderiyor. Derken ben artık çözüm bulamıyorum. Savcılıktan. Zaten cevap alamıyorum. Valilikten zaten alamıyorum. Bakanlığa yazdım. Zaten orada da kapattılar.”
Şimdi benden tekrar akıl sağlığı raporu istiyorlar, ben artık gidip ‘be deli değilim’ demek istemiyorum
Şimdi benden tekrar akıl sağlığı raporu istiyorlar, ben artık gidip ‘be deli değilim’ demek istemiyorum
Esma Zincirkıran, bütün girişimlerinin kendisine karşı yaptırım olarak geri döndüğünü ve daha önce istenen akıl sağlığı raporunun kendisinden tekrar istendiğini şöyle aktarıyor:
Diyarbakır'da en son Mevlana Ortaokulu'nda benim müdür yardımcım, 22 Ağustos 2024 tarihinde, telefon ile aradı beni, ‘Hocam sizinle ilgili akıl sağlığınızın yerinde olmadığına dair; Kayapınar İlçe Milli Eğitim Müdürü müfettişleri sizinle ilgili heyet raporu istiyor’ dedi. Ben dedim 3 rapor tutmuşum zaten. 3 raporu zaten verdim. Yani kendi akıl sağlığının yerinde olduğunu belgelemek için yetmiyor mu? Biz bilgi veriyoruz dedi. Yarın öbür gün polislerle bir yerlerde sizi tutuklarsa bizden bilme dedi. Bizim seninle bir sorunumuz yok. Önlemini al, okulun açılmasına bir hafta kaldı dedi. Önlemini alarak gel dedi. Yani ben şimdi ne yapacağım bilmiyorum? Elimde 3 tane belge var. Gittiğim 3 hastanenin: Şanlıurfa Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi, Diyarbakır Dicle Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi psikiyatri bölümlerindeki belgelerde akıl sağlığımın yerinde olduğuna dair heyetlerden rapor aldım. Sorunun benden kaynaklanamadığı bu 3 ilde belgeledim. Kaldı 78 il. Yani ben bu 78 ilde de tek tek heyetlere mi çıkacağım? Artık doktorların karşısına çıkıp da benim akıl sağlığım yerinde, bana bu sorunları yaşatıyorlar, benim suçum yok, demekten gerçekten yoruldum.”
Ben sadece adalet arıyorum
Son 10 yılda çalıştığı kurumda yaşadıklarına çözüm bulamadığı için ve çaresiz kaldığı için basın yoluyla sesini duyurmaya çalıştığını dile getiren Zincirkıran, sadece mesleğine ve görevine sorunsuz bir şekilde devam etmek istediğine dair şu ifadeleri kullandı:
“Ben bu ülkede adalet arıyorum. Gerçekten Vali Bey'den, ilgili savcılıklardan, Milli Eğitim Bakanı’mızdan harekete geçmelerini istiyorum. Başka bir talebim yok. Başıma bir şey gelirse de bu ülkedeki tüm bakanlar sorumludur. Ben her yere başvurdum. Defalarca kez sesimi duyurmaya çalıştım, beni tehdit ettiler. Yani bir insanın hakkını araması suç değil.”