AMED TIMES-  HÜDA PAR Sözcüsü, Batman Milletvekili ve Belediye Başkan Adayı Serkan Ramanlı, partisinin gündem değerlendirmesini TBMM'de düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı.

Ramanlı gündem değerlendirmesini, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla Kürtçe yaptı.

7 Ekim'den beri siyonist işgalcilerin Filistin'de yaptığı zulümlere değinen Ramanlı, İslam ve insanlık âleminin harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. 

21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla basın açıklamasını anadili olan Kürtçe ile yapacağını belirten Ramanlı, "Dilimiz varlığımızdır, milletimizin istikbalinin teminatıdır." dedi.  

“57 İslam ülkesinden bir tanesi bile zulmün son bulması için adım atmıyor”

130 günden fazladır Filistin meselesi ve Gazze'deki halkın yaşamış olduğu katliamlardan dolayı içinin yaralandığını söyleyen Ramanlı, "Siyonist teröristler onlarca gündür Müslüman kardeşlerimize bombalar yağdırıyorlar. Bu saldırılarda; kadın, çocuk ve ihtiyarlar şehid oluyorlar. İslam âleminin içindeki bulunduğu durum bizleri çok rahatsız ediyor. Siyonistlerin insanlığa karşı devam ettirdiği savaş, dünyanın dört bir tarafından her ne kadar tepkiler gösterilse de bu siyonistlere karşı tamamen sesiz kalınıyor. Bazıları da gerçek anlamda siyonistlere destek veriyorlar. Siyonistlerin insanlığa karşı yaptığı bu savaşta, masum ve silahsız insanlar öldürülüyor, aç ve susuz bırakılıyorlar. İnsanlık ve İslam alemi bu konuda bir adım atamıyor. İçi yanan siyasi parti, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar meydanlarda ve televizyon ekranlarında bu yaşananları gündemlerinden düşürmemelerini istiyoruz ki hükümetlerimiz de bu zulmün sonlandırılması için bazı adımlar atsınlar ve vazifelerini yerine getirsinler. Fakat maalesef 57 İslam ülkesi var, bir tanesi bile zulmü son bulması için adım atmıyor. Bu hepimizin utancıdır. Ancak başta ülkelerimizin ve hükümetlerimizin ve yöneticilerinin utancı ve ayıbıdır. İnşallah devletlerimiz ve hükümetlerimiz de gayrete gelip bu zulmü sonlandırırlar. Ancak bu İslam âleminin ve insanlık âleminin acısı ve yarasıdır." dedi.

"40 gün sonra vatandaşlarımız sandıklara gidip oylarını verecekler"

Sözlerine 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak devam eden Ramanlı, şunları söyledi:

"Seçim sürecine girmiş bulunuyoruz. 40 gün sonra vatandaşlarımız sandıklara gidip oylarını verecekler. Herkes inandığı ve hizmet göreceğine inandığı partileri tercih edecek. Gündeme gelen birçok başlığımız var ancak sonuç alınmadığı için bu günlerde seslerini daha da yükseltmek istiyorlar ki haklarına ulaşsınlar. Örneğin aynı işi yapıp ancak maaşları aynı olmayanlar maaşlarının aynı olmasını istiyorlar. Çocuklarımıza dini ve Kur'an eğitim veren Fahri Kur'an Kursu Hocaları kadroya alınmak istiyorlar. Onlar da seslerini yükseltmek istiyorlar. Şimdiye kadar haklarını elde edemeyenler, siyasiler oylarına talip olduğu bu günlerde haklarını elde etmek istiyorlar. Bu sayılı günlerde onlarda bir şekilde seslerini yükseltmek istiyorlar. Bizler de siyasetçiler olarak haklarını muhafaza edip onların sesi oluyoruz ki hakları alınsın."

“Dillerimizin farklılığı bizi birbirinden farklı kılmaz; birbirimizi sevmemize, tanışmamıza ve beraberliğimize vesile olur”

Dillerin Allah'ın ayeti olduğunu vurgulayarak açıklamalarına devam eden Ramanlı, "Bugün 21 Şubat Dünya Ana Dil Günüdür. Bu sebeple bugün bizler de kendi dilimizle; Kürtçe ile konuşuyoruz. Dilimiz gün geçtikçe kayboluyor. Geçen haftalarda dilimiz için bazı açıklamalar yaptık ki halkımız dillerine karşı daha bilinçli olsunlar. Çocuklarımız da dilimizi öğrensinler ki dilimiz kaybolmasın. Görünürlük, kampanya ve yürüyüşlerle istedik ki herkes dil meselesi için uyansın. Kürt halkı ve Kurmanclar olarak Kürtçe dilimiz kaybolmasını istemiyoruz. Sadece bizim dilimiz değil tüm vatandaşların dilleri kaybolmasın. Laz, Çerkez, Abaza, Zaza; her kim olursa olsun herkes Türk ve Araplar gibi diline sahip çıkmalıdır. Diller Allah-u Teâlâ'nın bizlere lütfudur. Dilimizin farklılığı Allah-u Teâlâ'nın ayetlerindendir. Allah-u Teâlâ, Kur'an-ı Kerimde bizlere böyle buyurmuştur. Dillerimizin farklılığı bizi birbirinden farklı kılmaz ve bizi birbirimize düşürmez, bilakis birbirimizi sevmemize, tanışmamıza ve beraberliğimize vesile olur." ifadelerine yer verdi.

“Siyaset yoluyla, meşru yollarla ve sivil olarak haklarımıza kavuşabiliriz”

Silah ve ölümle hakların alınamayacağını dile getiren Ramanlı, "Kürt halkı belki onlarca yıl dillerinin yasaklanmasından dolayı kendilerini ifade edemeyecek, dilleriyle de konuşamayacak duruma gelmişlerdi. ‘Biz Kürt'üz’ bile diyemiyorlardı. Siyaset ilerledikçe, bilinç artıkça ve normalleşme oldukça yavaş yavaş yasaklar da ortadan kalkıyor. Ancak daha atacağımız birçok adım var. Dilimiz de eğitim dili ve resmi dil olması gerekir. Bu anlamda bizler sivil mücadele, siyaset yolunda mücadele ve meşru yollarda mücadelemizi vereceğiz. İnanıyoruz ki her medeni kişinin başarısı ikna iledir. Silah, ölüm ve kavga ile amacımıza ulaşamayız. 40 yıldan fazladır bunlar tecrübe edildi. Ölüm ve silahlarla amacımıza ulaşamayız. Siyaset yoluyla meşru yollarda ve sivil olarak haklarımıza kavuşabiliriz. Bizler 85 milyon vatandaş, binlerce yıllık geçmiş olan bir tarihe sahibiz. Birbirimizin uğruna kanlarımız dökülmüş. Bu devleti beraber büyük bir mücadeleyle kurmuşuz. Güzel günlerimiz de kötü günlerimiz de bizlerin ortak güzelliği ve acısıdır. İstikbalimiz de aynı şekilde güzel olmalıdır." dedi.

“Bugün insanlık âleminin umudu Gazze'deki mücahitlerdir”

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ramanlı, "Başta da söyledik. İslam alemi bu zillet altında olduğu gibi insanlık alemi de devletleriyle beraber bu zillet altındadır. BM, her zaman Rusya ve ABD kontrolü altındadır. Hiçbir karar onlar olmadan alınamıyor. Diğer devletler onlara bağlıdırlar. Bugün Amerika her şekilde siyonistlere destek çıkıyor. Bu da bize gösteriyor ki Amerika mazlumların dostu değildir, her zaman zalimlerin arkasındadır. Dünyanın neresinde olursa olsun kimin arkasında olsa mutlaka bir çıkarı ve menfaati vardır. Yoksa hakkın tarafı değil ve mazlumlardan yana değildir. Bunun için Amerikan'dan umudumuz yok. BM’den hiçbir beklentimiz yok. Umudumuz insanlığın vicdanındadır. Umudumuz zulme karşı baş eğmeyenlerde. Bugün insanlık aleminin umudu Gazze'deki mücahitlerdir. Bugün mücadele verenler Filistin halkından başka kimse değildir. Yemen gibi bazı küçük devletlerde o imkansızlıklarına rağmen ellerinden geleni yapıyorlar. Onların dışında ben devletim ve güçlüyüm diyen herkes yapılanlara sessiz kalıyorlar. Gözlerini ve kulaklarını kapatıyorlar." ifadelerini kullandı.