AMED TIMES -   1925 yılında 46 arkadaşı ile birlikte idam edilen ve Kürtler için önemli bir  şahsiyet olan Şeyh Said'in mezarı bir asır geçmesine rağmen hala bilinmiyor. Kürt toplumunda her parti ve kesimin önem atıf ettiği bir isim olan Seyh Said’in mezar yerinin bulunması için neden bir araya gelinmiyor?

Çobanlardan yangın sonrası bölgeye destek! Çobanlardan yangın sonrası bölgeye destek!

Dava süreci ne aşamada? bu konuda , kim ne yaptı ve ne diyor, sizler için derledik. 

Cumhuriyet yönetimine isyan ettiği iddiasıyla 29 Haziran 1925'te Şark İstiklal Mahkemesi'nce ölüm cezasına çarptırılan ve Kürt toplumu için önemli bir şahsiyet olan Şeyh Said ve 46 arkadaşı, temyiz ve itiraz hakkı tanınmadan, aynı gün idam edildi. 

Whatsapp Image 2024 07 01 At 15.06.51

İdamdan sonra bilinmeyen bir yere gömülen Şeyh Said ve arkadaşlarının yaklaşık bir asırdır,( 99 yıldır) mezar yerleri hala bilinmiyor ve açıklanmıyor. 

Diyarbakır Barosu, Şeyh Said'in ailesi tarafından kurulan Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği ile birlikte 2022 yılında İçişleri Bakanlığı'na resmî başvuru yaparak, devletin arşivlerinde kayıtlı olan mezar yerlerinin bildirilmesini istedi.

Cevapsız kalan bu başvurunun ardından aile ve Diyarbakır Barosu İdare Mahkemesi’ne dava açarak 99 yıldır gizlenen mezar yerinin tespitini istedi.  Dava şu an bireysel başvuru olarak Anayasa Mahkemesi önünde.

Diyarbakır Barosu: Mezar yeri bilinçi bir şekilde saklanıyor

Whatsapp Image 2024 07 01 At 15.26.15

2022 yılından bu yana devam eden dava sürecine ilişkin Amed Times’a konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin yıllardır bilinçli şekilde saklandığı görüşünde. 

Nahit Eren, “Nihayetinde o dönem Şeyh Said sözde bir yargılama ve mahkeme kararı ile idam edildi ve devlet eliyle yapıldı bu. Bu nedenle gömüldüğü yerin devletin arşivlerinde, kayıtlarında mutlaka vardır.

Nihayetinde bu ülkede hala beli dönemlere ait kayıtların ve arşivlerin kamuoyuna açılmadığını yada kamuoyuna paylaşılmak istenmediğini biliyoruz.  Şeyh Said’in Kürt toplumundaki karşılığı beli. Bir şekilde o hafızayı silmek istiyorlar. Mezar yerinin açıklanmıyor olması da bana göre bir devlet politikasıdır” Diyor.

Şeyh Said'in torunu Fırat: O bizim kutsalımızdır

Whatsapp Image 2024 07 01 At 15.26.15 (3)

Peki  Kürt toplumunda neredeyse bir çok kesiminin önem ve değer atıf ettiği Şeyh Said onlar için ne anlama geliyor? Mezar yerinin bulunması neden bu kadar önemli?

Şeyh Said Derneği Başkanı ve Şeyh Said'in torunu Kasım Fırat, Şeyh Said’in kendileri için kutsal bir isim olduğunu ifade ederek,  “Şeyh Said Kürtler ve benim için bir şehittir. Zulme, haksızlığa, inkara ve  imhaya karşı duruş sergileyen bir şahsiyettir. Onunla beraber yürüyen herkes de o derece saygı duyuyorum. O bizim kutsalımızdır.  Zulmün ve zalimin karşısında dik duran hayatıyla, malıyla ve canıyla bedel ödemiş bir şahsiyettir. Onun huzurunda saygı ve minnetle duruyoruz. O bizim için bir değerdir” diye konuştu.

PWK: O Kürt mileti için hem ulusal hemde dini anlamda bir lider

Whatsapp Image 2024 07 01 At 15.26.15 (2)

Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Can Azbay ise Şeyh Said’i ‘Kürt halkı ulusal bir lider’ olarak lanse ederek;

“Şeyh Said Kürt milleti için hem ulusal hem de dini anlamda bir lider. Kürdistan davası için, Kürt milleti için bir mücadele vermiştir.  1925 yılında onun öncülüğünde başlayan hareket, ulusal bir harekettir. Bunu bizim insanlarımızın, gençlerimizin iyi bilmesi lazım. Ama o Türk devletinin lanse ettiği gibi sadece bir din adamı değildir. Elbet tabi ki Şeyh Said, Şeyhtir bir alimidir ama aynı zamanda özgürlük hareketinin de bir üyesidir. O hareketinin içinde her kesimden herkes var. Bunun için Şeyh Said Kürt halkı çok önemli bir değerdir ve ona sahip çıkmak lazım. "Dedi.

HÜDA PAR:  Onun davası islam davasıdır

Whatsapp Image 2024 07 01 At 15.26.15 (1)

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Diyarbakır İl Başkanı Zeynul Abidin’e göre ise  Şeyh Said kürtlerin dedesi ve manevi bir şahsiyet. Oda mezar yerinini ortaya çıkarılması ve devlet arşivinin açılması gerektiğini ifade ediyor. 

“Bu çoğrafyada gelmiş geçmiş en önemli din adamlarından biridir. Hata Kürtler ona Kalê Şeyh Said derler, yani dedeleri sayarlar. O Büyük ve manevi bir şahsiyettir. Yani Kürtlerin dedesidir.  Okul kitaplarında bize İngiliz Ajansı gibi lanse edilsede gerçek bunun tam tersidir.  Eger devlet arşivleri açılırsa gerçekler de ortaya çıkacaktır.

Şeyh said ve arkadaşları davası din ve islam davasıdır. Birileri de kalkıyor Seyh Saidi başka yere çekmek ve solcu yapmak istiyor. Onun davası islam davasıdır. Ondan korktukları için onun kabrini de bizden gizlemişlerdir. Her yerde söylüyoruz, mezar yerinin bir an önce bu halka açıklanması lazım."

29 Haziran’da Kürt toplumun neredeyse bütün farklı fikirleri, yaptıkları açıklama ve sosyal medyadaki paylaşımlarıyla Şeyh Said’i yad ettiler, anılarına saygılarını ve bağlılıklarını sundular. Toplumun farklı kesimleri Şey Seid’i bir değer olarak görüyor ama mezarının bulunması ve itibarının iadesi için neden ortak bir eylem geliştirmiyorlar?

Kürt toplumda bir kesim onu dini bir lider olarak, bir kesim de onu ulusal bir hareketin öncüsü olarak tarif etmekte. Ama her iki kesimin de istediği bu kadar ortak iken neden bu mücadeleyi beraber vermiyorlar? Belki de çabaların sonuçsuz kalması bu soruların cevabında gizlidir.

Peki Şeyh Said’in mezar yeri nerde ?  Bu soru ile ilgili çeşitli rivayetler olsa da henüz hiç kimse mezar yerlerinin nerede olduğunu bilmiyor. Ancak Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edildikleri yer olan Dağkapı Meydanı'ndaki askeri bölgeye defnedildiğine dair toplum içinde yaygın bir inanış var.

Şeyh Said kimdir?

Seyhsait 12

Kürtlerin halen yasını tuttuğu Şeyh Said, 1865 yılında Erzurum'un Hınıs ilçesinin Kolhisar köyünde doğdu. Medrese eğitimi gören Şeyh Said, Nakşibendî Tarikatı'nın önemli şeyhlerinden biri ve bölgede oldukça saygı duyulan bir kişi olarak biliniyor. Resmi tarihte İngiltere destekli bir isyan başlattığı iddia edilse de Kürtler arasında bu iddiaya inanan neredeyse hiç kimse yok. Şeyh Said Ayaklanmasına dair ise iki farklı görüş var. Bunlardan biri, 1924 Anayasası'nda Kürtlerin yok sayılması, ikincisi ise hilafetin kaldırılmasıdır.

Kaynak: Amed Times