AMED TIMES- Gazete Diken’de yer alan habere göre; Kars’taki bir aile yeni doğan bebekleri için topuk kanının alınmasını reddetti. Aile ikna edilemeyince Sağlık İl Müdürlüğü konuyu mahkemeye taşıdı. Hakim Muhammed Koç, talebi reddetti. Gerekçeli kararda anne-babanın topuk kanı vermeme özgürlüğü savunuldu. Koç’a göre topuk kanı almanın, çocuğun anayasayla korunan yaşam ve sağlık hakkı üzerinde yapacağı olumlu sonuçlar tıbbi otoritelerce ispatlanmadı.
Topuk kanı, yeni doğan bebeklerde çeşitli genetik ve metabolik hastalıkların erken teşhisi için alınır. Bu sayede hastalıklar erken dönemde tanınarak tedaviye başlanabilir. Topuk kanı testi, bebeklerin sağlık durumu hakkında önemli bilgiler sağlar ve birçok ciddi hastalığın erken teşhis edilmesine yardımcı olur.
Anne-babanın topuk kanı vermeme özgürlüğü savunuldu
Konunun mahkemeye taşınmasının ardından Hakim Muhammed Koç, talebi reddetti. Gerekçeli kararda anne-babanın topuk kanı vermeme özgürlüğü savunuldu. Koç’a göre topuk kanı almanın, çocuğun anayasayla korunan yaşam ve sağlık hakkı üzerinde yapacağı olumlu sonuçlar tıbbi otoritelerce ispatlanmadı.
Söz konusu hastalıklarla ilgili teşhis ve tedavinin de tıp otoritelerince hala tartışmalı olduğunu öne süren hakim, gerekçe olarak tıp doktoru olmayan, kendine ‘İslami tıpçı’ diyen Aidin Salih’e atıfta bulundu.
Hakim gerekçeli kararına, 2014’te ölen biyolog alternatif tıpçı Salih’in kitaplarında topuk kanı almanın çocuğa yapılacak en büyük kötülüklerden olduğunu söylediğini yazdı. Topuk kanı almanın topluma veya toplum sağlığına da hizmet eden bir yanı olmadığını savunan hakim şöyle devam etti: “WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) güdülendirmesi ile neonatal (yenidoğan) tarama adı altında ne için yaptığı/yaptırdığı belli olmayan bir uygulama olması nedeniyle ve hegemonik bir dikteyle üye ülkelere dikte edilen bir uygulama olması nedeniyle talebin reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur.”
“Bu hem bilime hem hukuka aykırı hem de çocuk ihmali"
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, kararı gördüğünde gözlerine inanamadığını söyledi. Yeni doğan tarama programının sağlıkta yapılan en iyi işlerden biri olduğunu belirten Küçükosmanoğlu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan ‘çocuğun üstün yararı‘ ilkesi gereğince uygulanması gerektiğini söyledi.
Çocuğu erken tanı ve tedaviden mahrum bırakmanın doğru olmadığını ifade eden Küçükosmanoğlu, şöyle devam etti: “Bu, hem bilime hem hukuka aykırı hem de çocuk ihmali. Hakimin kullandığı gerekçeler inanılmaz. Bir yandan 2024 Türkiye’sinin resmi. Bir çocuğa kötülük yapılıyor. Tedavi hakkından mahrum bırakılıyor.”
''Hakimin gerekçeli kararı, modern tıbbı reddeden bir bakış açısıyla yazıldı''
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı da hakimin gerekçeli kararının modern tıbbı reddeden bir bakış açısıyla verildiğini söyledi. Kırımlı, bu testlerle çocukların hiçbir sağlık sorunu olmadan yaşadıklarını vurguladı: “Topuk kanı ya da aşılarını yaptırmamak çocuğun üstün hakkının gaspı anlamına geliyor. Yıllardır bunlarla uğraşıyoruz. Biz aile hekimleri olarak devletin kararlarını uyguluyoruz. Ama aşı ve topuk kanı reddi giderek büyüyen bir sorun. O bebeğin vakti de geçiyor. Bu taramanın, doğumdan sonraki ilk bir ayda yapılması lazım.”
Sağlık Bakanlığı, Diken’in bu haberi duyurmasından sonra şu açıklamayı yaptı:
“T.C. Kars Aile Mahkemesi tarafından 20/08/2024 tarihinde, Yenidoğan Tarama Programı kapsamında çocuklarımızın hastalıklarını erken teşhis ederek tedavilerini başlatmak amacıyla topuk kanı alınması hakkında verilen karar, ilk derece mahkemesi kararı olup kesin hüküm niteliğinde değildir. Kesin hüküm niteliği taşımayan mezkur kararın hatalı olduğunu değerlendirdiğimizden, bu karara karşı Bakanlığımızca istinaf yoluna başvuru süreci ivedilikle başlatılmıştır. Hukukun, adalet ve doğruluk temelinde vereceği karara olan inancımız tam olduğundan, yargı süreci sonuçlanıncaya kadar Yenidoğan Tarama Programı aynı şekilde devam edecektir.”