Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 2025 Ocak verilerine göre Türkiye genelinde kuraklık ciddi boyutlara ulaştı. Özellikle Orta Anadolu, Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağışlar, normal seviyelerin yüzde 90 oranında gerisinde kaldı. Diğer bölgelerde ise bu azalma yüzde 20 ile yüzde 70 arasında değişiyor. Uzmanlar, son iki aydır yağan yağışların geçici bir rahatlama sağladığını ancak kuraklık tehlikesinin devam ettiğini vurguluyor.

UZMANLARDAN UYARILAR: “REHAVETE KAPILMAMALIYIZ”

Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoçeşitlilik ve Çevre Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, Türkiye’nin ciddi bir kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, son yağışların geçici bir rahatlama sağladığını ifade etti. Kılıç, "Hepimiz sevindik ama rehavete kapılmamalıyız. Gerçekçi olmalıyız. Küresel ısınmanın etkisiyle sıkıntılı günlere doğru gidiyoruz. Bu süreç kısa vadede çözülecek bir sorun değil. Ancak bilim ve aklı kullanırsak, bu sıkıntıları en aza indirebiliriz" dedi.

SU TÜKETİMİ YÜKSEK ÜRÜNLER AZALTILMALI

Prof. Dr. Kılıç, su tüketimi yüksek olan tarım ürünlerinden kaçınılması gerektiğini vurguladı. Buğday, hububat ve sebzeler gibi suyu çok tüketen ürünlerin ekilmemesi gerektiğini belirten Kılıç, "Sulama sistemlerinde de geleneksel yöntemlerden uzaklaşıp, damla sulama ve yağmurlama gibi daha verimli yöntemlere yönelmeliyiz. Aksi takdirde su kaynaklarımız hızla tükenir" diye konuştu.

YERALTI SULARI TEHLİKEDE: “BİLİNÇSİZ TÜKETİM GELECEĞİ TEHDİT EDİYOR”

Prof. Dr. Kılıç, yeraltı sularına aşırı yönelmenin tehlikelerine de dikkat çekti. "Şu anda herkes yeraltı sularına yönelmiş durumda. Ancak bu çok tehlikeli bir durum. Çünkü önümüzdeki yıllar daha kurak geçecek. Yeraltı suları bizim için bir rezerv, bir sigortadır. Bu suları bilinçsizce tüketirsek, gelecek nesiller için büyük sıkıntılar yaşanacak" dedi.

SULAR BİNLERCE YILDA OLUŞUYOR, GELECEK NESİLLER İÇİN KORUNMALI

Özellikle İç Anadolu ve Diyarbakır gibi bölgelerde yeraltı sularının hızla azaldığını belirten Kılıç, bu suların binlerce yılda oluştuğunu hatırlatarak, "Eğer bugünden tüketirsek, çocuklarımız ve torunlarımız susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalacak" uyarısında bulundu.

SUYUN KORUNMASI İÇİN ARITMA TESİSLERİ ŞART

Prof. Dr. Kılıç, su kaynaklarının kirlenmesinin önlenmesi gerektiğini belirterek, "Tarımsal ilaçlar, gübreler ve sanayi atıkları su kaynaklarını kirletiyor. Bu nedenle her yerleşim yerinde mutlaka arıtma tesisleri bulunmalı. Atık sular temizlenmeden nehir ve göllere bırakılmamalı" diye konuştu.

GELECEK İÇİN UMUT VERİCİ BİR TABLONUN OLMADIĞINI VURGULADI

Su kıtlığının giderek arttığını ve su tasarrufunun zorunlu hale geldiğini belirten Kılıç, "Önümüzdeki yıllar için umut verici bir tablo yok. Belediyelerin suyla ilgili aldığı önlemleri desteklemeli ve su kesintilerine uyum sağlamalıyız. Barajlardaki su seviyeleri düşüyor ve bazı bölgelerde barajların dipleri bile görünmeye başladı. Yağan yağışlar mevcut su kaynaklarını tam anlamıyla doldurmaya yetmiyor" dedi.

HER DAMLASINI DEĞERLENDİRMEK ZORUNDAYIZ

Prof. Dr. Kılıç, şehirlerde yağmur sularının toplanması ve kırsal alanlarda su biriktirme sistemlerine yatırım yapılması gerektiğini belirterek, "Suyun her damlasını değerlendirmek zorundayız. Su yönetimine yönelik ciddi yatırımlar yapılmazsa, ilerleyen yıllarda çok daha büyük sıkıntılar yaşayacağız" ifadelerini kullandı.

Kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının korunması konusunda uzmanlar, ülke genelinde ciddi tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çekiyor.

Kaynak: Amida Haber