İstanbul - Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay’a, eşinin ölümüne yol açan tedavi süreci nedeniyle meslekten men edilmesi talebiyle dava açıldı. Ceyhun Ülker’in iki ay önce kanser tedavisi görürken hayatını kaybetmesinin ardından, eşi Hürriyet Ülker, Sağlık Bakanlığı ve Karatay’a destek veren tıbbi çevreleri suçladı.

Ülker, "Bu tek başına bizim sorunumuz değil. Karatay’a inanan, onun tedavi önerilerini uygulayan binlerce insan var. Sağlık Bakanlığı ve onu konuşturan medya organları da sorumlu" diyerek, dava sürecine devam edeceğini belirtti. İlk duruşma, 21 Ocak 2025’te İstanbul Anadolu Adliyesi 4. Tüketici Mahkemesi’nde görülecek.

Prof. Dr. Canan Karatay’ın popülerliği ve eleştiriler

Prof. Dr. Canan Karatay, 2011 yılında yayımladığı ilk kitabıyla Türkiye’de büyük bir popülerlik kazandı. Sağlık alanında özellikle beslenme ve diyet konularında kendine özgü görüşler ileri süren Karatay, "Karatay diyeti" adı altında, modern tıbbın önerilerini reddederek doğal yöntemler öneriyor. Ancak, bu yaklaşımlar bilimsel çevrelerde tartışmalara neden oldu.

Karatay’ın popülerliğini artıran en önemli faktörlerden biri, televizyonlarda ve sosyal medyada sık sık boy göstererek halkı bilgilendirdiği algısını yaratmasıydı. Birçok hasta, Karatay’ın önerileriyle tedaviye yönlendirildi. Ancak, bu tedavi yöntemlerinin sağlık üzerinde olumsuz sonuçlar doğurması, bazı hastaların hayatını kaybetmesine yol açtı.

Ceyhun Ülker’in yaşadığı sağlık sorunu ve dava süreci

Ceyhun Ülker, 2016 yılında kalp hastalığı tanısı aldı ve 30'a yakın farklı hastaneye başvurup by-pass önerisi aldı. Ancak Karatay, Ülker’i muayene ettikten sonra ilaçları kesip, beslenme ve yaşam tarzı değişikliği önerdi. Karatay’ın önerdiği tedavi, yüksek tansiyon, böbrek sorunları ve kalp krizi riski gibi ciddi sağlık problemlerine yol açtı.

Ülker, üç yıl boyunca Karatay’ın önerdiği tedaviyle hayatına devam etti. Ancak, sonrasında böbrek yetmezliği ve kalp krizi riski ile karşı karşıya kaldı. Karatay’ın tedavi sürecinin ardından, Ülker by-pass ve böbrek nakli oldu. Ancak bu tedavi sürecinin ardından Ülker, yemek borusu kanseri teşhisi aldı ve tedavi sürecinde yaşamını yitirdi.

"Bunun adı itibar suikasti değil, cinayet"

Hürriyet Ülker, eşinin ölümünün ardından büyük bir öfkeyle "Eşim için alkolik diyorlar. Eşim alkolik değildi. Bunu söyleyerek itibar suikasti yapan kendisi" diyerek, Karatay’ın kendi eşine yaptığı suçlamaları reddetti. Ülker, yaşananların "cinayet" olduğunu ve başka insanların benzer şekilde mağdur olmaması için bu davayı sonuna kadar takip edeceğini vurguladı.

Hürriyet Ülker, ayrıca Türkiye’deki sağlık sistemini eleştirerek, "Sağlık Bakanlığı bizim sağlığımızı korumuyor. Bilim dünyası buna karşı keskin bir tavır almaktan imtina ediyor. Kimse bu ülkede sağlık açısından güvende değil" şeklinde konuştu.

Sağlık Bakanlığı ve medyanın rolü

Ülker ailesi, dava açmadan önce İstanbul Tabip Odası’na başvurduklarını ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını söyledi. Hürriyet Ülker, Karatay’ın televizyonlarda sık sık yer almasını ve doğru olmayan bilgiler vermesini eleştirerek, medya organlarına da büyük sorumluluk düştüğünü belirtti.

Ülker, "Bu kadının her söylediği doğru mu? Hayır, ama insanlar buna inanıyor. Sağlık Bakanlığı, halk sağlığını korumakla yükümlü. Ama ne yazık ki, bu kişi her platformda yer alabiliyor" dedi.

Tıp camiasının ve kamuoyunun tepkisi

Öcalan için konuşulan evlilik iddialarına avukattan açıklama Öcalan için konuşulan evlilik iddialarına avukattan açıklama

Karatay’ın önerdiği tedavi yöntemlerinin ciddi eleştiriler almasına rağmen, halk arasında büyük bir hayran kitlesi bulunuyor. Ancak, tıp dünyasındaki bazı uzmanlar ve meslek örgütleri, Karatay’ın önerdiği tedavi yöntemlerinin bilimsel temellere dayanmadığını belirterek, bu tür uygulamalara karşı çıkıyor. Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası gibi profesyonel sağlık örgütleri, Karatay’a karşı defalarca soruşturma açmış olsa da, meslekten men edilmesi gibi bir yaptırım henüz uygulanmamış.

Bir çiftin acısı, bir toplumun duyarsızlığına karşı bir davaya dönüşüyor

Ceyhun Ülker’in ölümünün ardından Hürriyet Ülker’in başlattığı dava, yalnızca bir kişinin yaşadığı trajediyi değil, aynı zamanda sağlıkla ilgili yanlış yönlendirmelerin ve halkı yanıltan sağlık bilgileriyle mücadelenin bir simgesi haline geliyor. Ülker ailesi, "İnsan hayatı bu kadar hafife alınmasın. Herkes doğru bilgilere ulaşmalı ve yanlış yönlendirmelerle hayatını kaybetmesin" diyerek, başlattıkları mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini belirtti.

Kaynak: DİKEN