SİYASET

Erdoğan'dan HÜDA PAR'a 4'üncü madde yanıtı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜDA PAR'dan gelen anayasanın 4'üncü maddesinin kaldırılması gerektiğine yönelik açıklamalarla başlayan yeni anayasa tartışmasına son noktayı koydu.

Abone Ol

AMED TIMES- Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni'nde konuşan Erdoğan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Anayasa değişikliği tartışmalarında 4’üncü maddenin kaldırılmasına ilişkin sözlerine değindi.

Erdoğan isim vermeden Yapıcıoğlu’nun taleplerine karşı çıktı, “Bizim açımızdan böyle bir tartışma yoktur” dedi.

‘Cumhur İttifakı’nın böyle bir derdi yok’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4’üncü maddenin değiştirilmesi talebiyle ilgili şunları söyledi:

“Yeni, sivil bir anayasa milletimize borcumuzdur. Darbe mahsulü anayasanın Türk demokrasisine yakışmadığını hepimiz biliyoruz. Milletimizi yeni, sivil, kuşatıcı anayasa ile buluşturmak istiyoruz. Kırmızı çizgilerimizi de defalarca ifade ettik. Demokratik siyasette düşüncenin ifade edilmesine elbette engel olunamaz. Katılmasak, doğru bulmasak dahi farklı fikirlere müsamaha ile yaklaşmak zorundayız. Bugüne kadar bu çizgiyi korumaya dikkat ettik. Ancak maksimalist söylemlerin, anayasa tartışmalarına katkı sunmak yerine, bilakis ket vuracağını düşünüyoruz. Tekrar altını çizerek söylüyorum; anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur ittifakının böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur. Partimizin bu konudaki duruşu, tutumu, yaklaşımı gayet açıktır. Biz mümkün olan en geniş toplumsal mutabakatla yeni anaya sürecini yönetmek ve başarıyla neticelendirmek arzusundayız. Biz milletimizi darbe anayasasından bir an önce kurtarmak, Türkiye'nin önünü açmak istiyoruz. Siyaset kurumunun da yeni anayasa sürecine yapıcı ve mutedil bir anayasa anlayışıyla yaklaşması gerektiğine inanıyoruz.”

Tartışma neden başladı?

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, 12 Eylül’de katıldığı televizyon programında, yeni anayasa tartışmalarını değerlendirirken, Anayasa’da değiştirilemez maddelerin olmaması gerektiğini savunarak, “Değiştirilemez maddelerin olması hukuk tekniği açısından da siyaseten de doğru değil. Bu gelecek nesillerin iradesine ipotek koymadır” görüşünü dile getirdi.