AMED TIMES - Diyarbakır'ın kuruluş tarihinde önemli bir yere sahip olan Karacadağ, oldukça geniş bir bazaltik lav platosu üzerinde yükselen, basık (Hawaii tipi) bir volkan konisidir. Karacadağ'a bağlı volkanik faaliyetler, günümüzden yaklaşık 26 milyon yıl önce başlayan ve hala devam eden, günümüzdeki depremlerin de nedenini oluşturan genç tektonik hareketlerle ilgili olarak ortaya çıkmıştır.
Dağın volkanik kuşlesinin, bir ağız veya kraterden çıkan lavlarla değil, farklı ağızlardan çıkan ve belirli yönlere yayılan lavlarla meydana geldiği, son dönemlerde ise patlamalı aktiviteler ile günümüzden yaklaşık 70-80 bin yıl öncesine kadar faal olduğu ileri sürülmektedir. Akıcı lavların yeryüzüne çıkmasıyla oluşan geniş Karacadağ kütlesi yayvan ve geniş kalkan şekilli bir volkandır. Ancak volkanik faaliyetlerin son dönemlerinde meydana gelen patlamalı püskürmeler sonucu ortaya çıkan volkan konilerine karşılık gelen tepeler de vardır.
Bunların başlıcaları, Mergamir Tepesi, Acem Tepe, Boztepe, Barut Tepe, Beykor Tepe, Bakışo Tepe, Sakızlık Tepe, Yonca Tepe, Kırmızı Tepe, Mirbadin, Kamerseki, Kollubaba, Büyükbeserek ve Küçükbeserek Tepeleridir.
Suyun kaynağı Karacadağ
Karacadağ, doğuda Dicle Nehri, batıda ise Fırat Nehri olmak üzere iki drenaj havzasına ayırır. Bu ayrılışın, yer altı ve yerüstü tatlı su potansiyeliyle çevresindeki yerleşmeler açısından önemli etkileri olmuştur. Gözenekli bazaltlardan sızan kar ve yağmur suları, Karacadağ çevresinde yer alan başta Diyarbakır, Siverek, Viranşehir olmak üzere birçok yerleşim yeri için su kaynağıdır. Diyarbakır’ın üzerinde kurulduğu bazalt plato, doğrudan doğruya yeraltına sızan yağışlarla beslenir. Bazaltlardan sızan suların, geçirimsiz killi topoğrafya yüzeyi boyunca topoğrafik eğime uygun olarak akışa geçmesiyle, Diyarbakır ve çevresinde kuruluşundan beri kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan Gözeli, Anzele, Alipınar ve İçkale suyu gibi önemli kaynaklar oluşmuştur.
Dağ aynı zamanda çevresine göre daha çok yağış aldığı için bazı akarsuların da beslenme kaynağıdır. Ancak Karacadağ çevresindeki mevcut akarsular mevsimlik olduğu için buharlaşmanın fazla olduğu yaz aylarında kurumaktadır. Bu mevsimsel akarsulardan bazıları; Şeytan, Derik, Höyüklü, Bebin, Kahkılı, Esirkal, Müzevir, Pidere, Gezin, Göl, Zor, Mirbadin, Pirsaat, Devekıran, Ziyaret, Demirci, Havar Çayı ve Girrik dereleridir. Karacadağ’da bitki çeşitliliği
Karacadağ platoları üzerinde, genellikle bazalt kayacı üzerinde gelişmiş, içerisinde daha çok balçık, killi balçık bulunan, besin maddeleri bakımından zengin ve koyu renkli bazaltik topraklar bulunur. Toprağın derinleştiği yerler tarla ve çeltik tarımına izin verirken, toprakların sığlaştığı yerlerde bağcılık yapılmaktadır. Daha yüksek kesimler ise genellikle mera alanı olarak kullanılır. Bu topraklar mineral bakımından oldukça zengindir. Karacadağ yöresinde hakim bitki örtüsü ise steplerdir. Çünkü bölge, sahip olduğu elverişli konumu, su kaynakları ve doğal ortamı nedeniyle başlangıçtan günümüze insan yaşamına sahne olmuş ve yoğun beşeri faaliyete maruz kalmıştır. Beşeri etki en fazla doğal bitki örtüsü üzerinde kendini hissettirmiş, başta ormanlar olmak üzere doğal vejetasyon alanları tahrip edilerek yerini zamanla bozkırlara bırakmıştır.
Geniş ve hakim yayılış gösteren step bitki örtüsü dışında, Karacadağ çevresinde günümüzden 60-70 yıl öncesine kadar az da olsa ormanlık alanlardan söz edilebiliyordu. Ancak günümüzde sadece Karacadağ’ın güney eteklerinde, Fırat Nehri kenarlarında, bazı kayalık alanlarda ve yer altı sularının oldukça bol olduğu güneydoğu kesimlerde daha yoğun orman alanlarına rastlamak mümkündür. Bu ormanlarda, karaçam, meşe, ardıç ve servi gibi ağaç türlerinin yanı sıra, çalı ve fundalık bitki türleri de bulunur. Özellikle ağaç türlerinin dışında, çam ormanları ile antropojenik (insan etkisine bağlı) maki ve fundalık alanları, çeşitli endemik (yalnızca o bölgede yetişen) bitkileri barındıran Karacadağ bitki örtüsünü oluşturur. Karacadağ eteklerinde yer alan teraslı kesimler, çıplak kayalıklar ve sığ derinlikteki vadilerde ise bitki örtüsü genellikle bozkırdır. Bozkır alanlarında bitki türlerine örnek olarak; kekik, defne, fesleğen, sarıçalı, yabani biberiye, yabani kenger, yabani badem ve yabani kavun gibi türler sayılabilir.
Karacadağ ve çevresindeki canlı çeşitliliği
Karacadağ çevresindeki dağlar ve vadiler, flora ve faunası bakımından zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Bölgenin çeşitli iklim özellikleri ve farklı topografik özellikleri, çeşitli bitki ve hayvan türlerinin yaşamını desteklemektedir. Bölgede, bazı yerel hayvan türlerinin yanı sıra, ülkemize endemik (yalnızca Türkiye'ye özgü) türler de bulunmaktadır. Bunlar arasında, Karacadağ’ın simgesi haline gelmiş olan dağ keçisi, kaya sansarı, kızıl akbaba, atmaca, şahin, doğan, kerkenez, kartal, şah kartal, kara akbaba, leylek, akkuyruk, ispinoz, taş kuşu, alakarga, kuyrukkakan, kaya kırlangıcı, keklik, bıldırcın, üveyik, ispinoz, yeşilbaş, çakal, tilki, kurt ve yaban domuzu sayılabilir. Karacadağ’da yer alan ormanlık alanlar, göçmen kuşlar ve diğer hayvanların kışlamasına ve üremesine de ev sahipliği yapar. Bu nedenle bölge, hem yerel hem de göçmen kuş türlerinin gözlemlendiği bir kuş cenneti konumundadır.
Karacadağ kayak merkezi
Diyarbakır'ın en önemli turistik noktalarından biri olan Karacadağ Kayak Merkezi, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlıdır. Bölgedeki tek kayak merkezi olmasıyla dikkat çeker ve özellikle kış aylarında Diyarbakır ve Şanlıurfa çevresinden yoğun ziyaretçi akınına uğrar. Merkezde 600 ila 700 metre arasında değişen uzunluklara sahip kayak pistleri bulunmaktadır.
Ayrıca, 100 ila 200 metre arasında değişen kızak kayma alanları da mevcuttur. Karacadağ Kayak Merkezi, Diyarbakır'ın ve çevresinin kış turizmine katkı sağlayan önemli bir destinasyonudur.