DİYARBAKIR

Diyarbakır’da kayıp yakınları 800. haftada adalet arayışını sürdürdü

Abone Ol

AMED - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eyleminin 800. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi.

Eyleme kayıp yakınları, Sur Belediyesi Eşbaşkanı Adnan Örhan, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Yine her hafta olduğu gibi çok sayıda çevik kuvvet ve sivil kolluk görevlileri alandaki yerini aldı. Bu hafta, Kulp’ta 1 Haziran1995 tarihinde gözaltında kaybedilen Vasıf Öztürk’ün akıbeti soruldu.

Mücadelemizi sürdüreceğiz

Eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz şunları söyledi: “Mayıs ayında birçok defa gözaltında zorla kaybedilenlerle ilgili taleplerimizi dile getirdik. İki hafta önce Cumartesi İnsanları Galatasaray Meydanı’nda 1000’inci haftalarını gerçekleştirdi. Biz de bugün 15 yılı ve 800’üncü haftayı geride bırakıyoruz. Biz 1000 haftadır Galatasaray Meydanında, 800 haftadır Koşuyolu Parkı’nda olmaktan memnun değiliz. Bu taleplerimize kulağını kapatan siyasi iktidarın utancıdır. Diyarbakır’da kayıp yakınları 800 haftadır, kayıplarının akıbetini soruyorlar. Faillerin etkili soruşturmalarla yargılanmalarını istiyorlar. Hala yüzlerce ailemiz bir mezar taşına sahip değil. Bu kayıplar, devletin desteklediği paramiliter güçler tarafından zorla kaybettirildiler, faili meçhul cinayetlere kurban gittiler. Bu bizim iddialarımız değil, göstermelik de olsa açılan davalarda dinlenen tanıklar ve bu suçları itiraf eden kamu görevlileri defalarca bu huştan bahsettiler. Ancak Türkiye’de gerçek anlamda bir geçmişle yüzleşme iradesi ortaya konulmadığı için bu davalar cezasızlıkla sonuçlandı. Tek bir kaybımızın akıbeti karanlıkta kalmayana, mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Ardından konuşan kayıp yakını İffet Mutaş, “Biliyorsunuz kardeşim yıllardır kayıp. Buraya mezar ziyareti yapıyormuşuz gibi geliyoruz. İnsanlar perşembe günü mezarlıkları ziyaret eder, biz ise cumartesi günü. Ali Tekdağ ve Mehmet Tekdağ kardeşlerim katledildi. Yaşadığım müddetçe onları unutmayacağım ve izlerini süreceğim. Kemiklerini istiyorum. Devlet, Ali’nin nerde olduğunu biliyor. Mezar istiyorum. Bugün fotoğraflar bizim için mezar olmuş” dedi.

Ali Tekdağ’ın eşi Hatice Tekdağ ise, “Ali Tekdağ’ın gördüğü işkenceyi kimse görmedi. 19 kez gözaltına alındı, 20’ncisinde kaybedildi. Biz cenazemizi, kemiğimizi istiyoruz. Ortaya çıkarın. Ne zamana kadar sürecek bu. Bugün ne olursa olsun, ben ve çocuğumun gördüğü işkenceyi kimse görmedi. Beni de Çınar sınırına götürdüler, bir dere kenarında bana da işkence yaptılar. ‘Neden Ali Tekdağ’ı televizyonlarda soruyorsun’ dediler. Ölümle tehdit ettiler. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Biz kemikleri, mezarları istiyoruz. Nereye koyduysanız ortaya çıkarın” diye konuştu.

Vasıf Öztürk’ün eşi Lahiya Öztürk ise, “Lice’ye kadar götürdüler, nereye gidersek, inkar ettiler. Bolu Tugayları onu götürdü. O günden buyana onu arıyoruz. 30 yıldır davamızın peşindeyiz” dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Berfin Elçi, gözaltında zorla kaybedilen Vasıf Öztürk’ün hikayesini okudu.

Elçi, "Evli ve 7 çocuk babası olan Vasıf Öztürk Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Uzunova (Cumar) köyünde ikamet ediyordu. 1 Haziran 1994 tarihinde Bolu Tugayına bağlı operasyon yürüten askerler Salkım mezrasında bulunan Vasıf Öztürk, Cembeli Tuncer ve Efendi Şen isimli köylüler gözaltına alınır. Aynı gün civardaki birkaç köye daha askerler tarafından baskın yapılır.

O gün gözaltına alınanlar bir gece köyün okulunda tutulur. Vasıf Öztürk'ün teyzesinin oğlu Cembeli Tuncer ve Efendi Şen, sabah serbest bırakılır fakat Vasıf Öztürk ise elleri ve gözleri bağlanarak askeri helikoptere bindirilerek Kulp'a götürüleceğini söylenir.

 Daha sonra aynı dönemde gözaltında tutulan bazı görgü tanıkları Vasıf Öztürk'ün Lice Jandarma Karakolunda olduğunu ve kendisine işkence edildiği belirtilir. Yine görgü tanıklarının beyanına göre Lice Jandarma Komutanlığı’nda 25 gün gözaltında tutulur. O tarihten bugüne Vasıf Öztürk'ten bir daha haber alınamaz.

Ailesi olaydan sonra Kulp Jandarma Komutanlığı, Lice Jandarma Komutanlığı, Diyarbakır Merkez Jandarma Komutanlığı, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi, Diyarbakır Valiliği ve OHAL Bölge Valiliği'ne başvuruda bulunarak Vasıf Öztürk'ün akıbetini sorar. Ancak ailenin yaptığı tüm girişimler sonuçsuz kalır.

Diyarbakır Valiliğine bağlı OHAL bürosu, ailenin başvurusuna 14.10.1994 tarihinde yanıt olarak;

“Olağanüstü Hal Bölge Valiliğine vermiş olduğunuz ve Valiliği’mize intikal eden, 26.09.1994 tarihli dilekçenizde Vasıf Öztürk'ün Kulp ilçesi Uzunova köyünde bir arkadaşıyla Jandarmaca gözaltına alındığı ve kendilerinden bir daha haber alamadığınızdan bahisle, konu ile ilgili olarak yaptırılan tahkikat neticesinde; Oğlunuz Vasıf Öztürk'ün herhangi bir nedenle gözaltına alınmadığı, aranan şahıslardan olmadığı anlaşılmıştır” der.

Bizler hem kayıp yakınları hem hak savunucuları olarak 30 yıl önce gözaltında zorla kaybedilen Vasıf Öztürk için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz.  Vasıf Öztürk’ün akıbeti açıklanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.