Uraz Kaygılaroğlu, sevgilisi Sayna Soleimanpour'un sergisindeki tartışmalı pozları nedeniyle özür diledi. Sergideki bir eser, başı kesik bir kadının yer almasıyla dikkat çekti. Kaygılaroğlu, destek vermek amacıyla bu pozları verdiğini, ancak rahatsızlık uyandırdıysa üzüldüğünü ifade etti. Soleimanpour ise eserlerinin "kadına şiddet" ile bir ilgisi olmadığını ve kişisel bir anlatım sunduğunu belirtti.
Kaygılaroğlu’nun sevgilisinin sergisinde yer alan ve resimle harmanlanan fotoğrafları sosyal medyada gündem oldu. Uraz Kaygılaroğlu, sevgilisinin “Life in Plastic” isimli sergisi için objektif karşısına geçti.
“Yolun açık olsun”
Sergideki tablosunun yanı başında sevgilisiyle birlikte poz veren Uraz Kaygılaroğlu bu pozu takipçileriyle de paylaşmayı ihmal etmedi. 36 yaşındaki ünlü ismin ‘yolun açık olsun’ notunu düştüğü karesini yoruma kapattığı görüldü.
Uraz Kaygılaroğlu'nun elinde kasap bıçağı, sevgilisinin kesik kafasını tutuğu ve yine aynı konseptte, bu sefer jilet bir takımla sofrada yer alan pozlar tartışma yarattı.
Kaygılaroğlu’ndan açıklama: Sakin olalım arkadaşlar
Uraz Kaygılaroğlu, gelen tepkilerin ardından ''Sakin olalım arkadaşlar'' notunu düştüğü bir paylaşım yaptı. Söz konusu açıklama serginin amacı ve ele aldığı konu yer aldı.
'Herkesten özür diliyorum'
Kaygılaroğlu, gelen tepkilerden sonra sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
"Sosyal medyada ve basında hakkımda çıkan haberlere ve tepkilere yönelik bir cevap verme ihtiyacı duydum. Amacım hayatımdaki özel birinin sanat çalışmasına destek vermekti. Verdiğim destekten ötürü ortaya çıkan görseller toplumuzda rahatsızlık uyandırdıysa bunu sadece sanat diyerek geçiştiremem ve çok üzüldüğümü belirtmek isterim. Amacım hiçbir şekilde kötü duygular uyandırmak değildi. Bu sebeple herkesten özür diliyorum. Saygılarımla."
'Kadına şiddet' konusuyla bir ilgisi yok
Öte yandan fotoğraf sanatçısı Soleimanpour da yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Dün açılışını yaptığımız 'Life in Plastic' başlıklı sergimde yer alan 'Hamdım, Yandım, Piştim' I ve II isimli eserlerin medyada anlamından bağımsız noktalara çekilerek yorumlanmasını şaşırarak ve üzülerek seyrediyorum. Öncelikle bu eserlerin "kadına şiddet" veyahut "şiddet propagandası" şeklinde yorumlanması kısmına bir açıklama getirmek isterim. Bu eserlerin aktivist veyahut eleştirel bir noktadan "kadına şiddet" konusu ile ilgisi kesinlikle yoktur. Ben kadın bedenine sahip bir insanım ve fotoğraflarımda kendi bedenimi model olarak kullanmak benim üretim pratiğimin içerisinde yer alan öznel bir dildir. Ben doğuştan "kadın" bedenine sahip olduğum için otoportre çalışmalarımda doğal olarak "kadın" bedeni yer alıyor, şayet erkek olsaydım aynı fotoğraflardaki uzuv parçaları bir erkeğe ait olacaktı..."
"Sergi alanında bu 2 eserin hemen yanında sergilenen 'Maske' isimli eserde, yaşadığım ruhsal dönüşümün ardından kendi kimliklerimle yüzleşmemin sonucunda metaforik olarak maskelerimin düştüğü görülmektedir, hikayenin devam niteliğinde olan 'Hamdım, Yandım, Piştim' I ve II isimli 2 eser ise yine metaforik olarak bedenimden ve kimliğimden ayrışarak ruhsal anlamda kendimi parçalara bölünmüş hissetmiş olmamı simgelemektedir. Bu fotoğrafların 'kadına şiddet' konusuyla bir ilgisi yoktur. 10 fotoğraflık bir seriden oluşan bu serginin 2 parçası olan fotoğraflar sergi ile bir bütün halinde okunması gereken parçalardır, bu eserleri sergiden ve benim anlatımımdan bağımsız olarak bağlamından koparan insanların ne benim şahsımdan ne de daha önceki üretimlerimden haberdar olmadıkları aşikar."
Bu konunun ardından Sayna Soleimanpour'un diğer çalışmaları da gündeme geldi.