SORUN MU, HAK MI?

Bu terimler öyle hayatımıza sokulmuş ki, Kürt siyasetçiler bile Kürt sorunu cümlesini telaffuz etmektedir. Kendilerini bir sorun olarak değil, sorunun çözümü olarak görmeleri gerekmektedir halbuki. Kürtler bu ülkede sorunmuş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.

Abone Ol

Muhakkak sizlerin de çoğu zaman gerek medya da, gerek ise toplum içinde duyduğunuz ve Kürd’e Kürt dememek için sonradan uydurulmuş terimler vardır. Örneğin, ”Kürt kökenli, Kürt asıllı, Kürt sorunu terimleri tamamen Kürt halkını yok saymak ve aslında ‘Kürt diye bir şey yoktur’ sözünün terim olarak sunulmuş halleridir. 

Bir insan ya Kürt’tür, ya da değildir. Bunu sonuna asıllı ve kökenli kelimelerini ekleyerek süslemek yoksun anlamına gelmektedir. Maalesef bu süslü kelimelerin büyüsüne kapılan ve ne kadar tehlikeli olduklarından bihaber olan birçok insan bu terimleri kullanmaktadır. 

Bu bir asimile projesidir. Bunun yıllar sonraki versiyonu da Kürt olduğunu gizleyen bir kitle yaratmak olacaktır. Türk milliyetçiliğini savunan bir Kürt ne kadar saçmaysa, bir Kürd'e, Kürt asıllı demek o kadar saçma ve abestir. Bu topraklarda asırlardır yaşamış bir ulusun ne olduğunu belirleyen bu uydurma terimler değildir.

Bu faşist çete dilini, televizyonlarda siyasilerden duyduğunuza eminim. Mecliste Kürtçe bilinmeyen dil olarak kayıtlara geçerken grup toplantılarında ve basın açıklamalarında konuyla alakalı zamanlarda Kürt sorunu cümlesini utanmadan telaffuz etmektedirler. Kürtler bir sorun değildir. Sorun olan bu ayrımcı ve faşist uygulamalardır. 

Bu terimler öyle hayatımıza sokulmuş ki, Kürt siyasetçiler bile Kürt sorunu cümlesini telaffuz etmektedir. Kendilerini bir sorun olarak değil, sorunun çözümü olarak görmeleri gerekmektedir halbuki. Kürtler bu ülkede sorunmuş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. 

Cumhuriyet tarihi boyunca ve hatta daha öncesinde bile düzene boyun eğmeyen bu ulus egemenler tarafından dünyaya hep bir sorun olarak sunulmuştur. Bunu sosyal medya da bile hissedebilirsiniz. İstanbul’da bir toplu taşıma aracında uzanmak suretiyle yolculuk yapan bir gencin fotoğrafının altına yapılan yorumlardan bir kaçı aynen şöyleydi. 

  • Yine o malum ırk.
  • Bu kekoları bu ülkeden göndermeden rahat yok bize.
  • Görgüsüz kırolar

Bu paylaşımın altında bunun gibi yüzlerce yorum vardı. Bireylerin yaptığı hataları bütün bir ırka yüklemek için hazırda bekleyen bir kitle yarattılar. Dizilerde ve filmlerde sistemli olarak Kürtleri kaba, görgüsüz, konuşmayı bilmeyen mağara insanları gibi gösterip insanlarda yarattıkları algının eseridir bu yorumlar aslında. 

Son olarak Narin kızımın hunharca öldürülmesi konusunda da sosyal medya ırk üzerinden yapılan aşağılıkça yapılan yorumlarla doluydu. Bu sistemli ayrıştırma kimin işine yarıyorsa faili de odur. Bu her zaman böyle olmuştur. Batıdan bu topraklara daha önce hiç gelmemiş yerli turistlerle yaptığım sohbetlerden şu sonuçlar çıkmaktadır. 

Bu insanlar örneğin Diyarbakır’ı sadece televizyonlardan görmüş kişilerdir. Buraya geldiklerinde kafalarındaki algıdan bambaşka bir dünyaya geliyorlar. Onlar sokak başlarında puşili ve ellerinde AK 47 taşıyan kalın kaşlı ve kalın bıyıklı insanlar beklerken güler yüzlü esnaflar, insan canlısı bir halk görünce ister istemez şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. İşte o zaman, aslında Kürt'lerin bir sorun olmadığını  anlıyorlar. Bu ön yargıların sebebi ise tamamen medyayı bu şekilde yönlendiren egemen sınıftır. Kürt siyasetçilerin bile Kürt Hakları değil de Kürt sorunu demesi, artık iliklerimize kadar bu tuzak kelimelere bulaştığımız anlamına gelmektedir.

Kürt asıllı veya Kürt Kökenli değil, sadece KÜRT. 

Kürt sorunu değil, KÜRT HAKLARI.