AMED TIMES - Şırnak'ın kırsal bölgelerinde nadir bir çekirge türü olan yamyam tombul çekirge, bilim dünyasının dikkatini çekti. Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Ana Bilim Dalı, bu ilginç keşfi daha yakından incelemek ve türünü tespit etmek amacıyla bir araştırma başlatıyor.
Şırnak kırsalında görülen yamyam tombul çekirge, Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Ana Bilim Dalında incelenerek türü tespit edilecek.
Doğada nadir olarak 1000 rakımın üzerindeki yerlerde görülen, otla beslenmesinin yanı sıra yumurtasını daha kaliteli hale getirmek için erkeğini yiyen yamyam tombul çekirgeler, 2020 yılında Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin sınırları içinde yer alan 1957 rakımlı sönmüş volkanik Karacadağ'da kayıtlara girdi.
Nesli tehlike altındaki türlerin yer aldığı kırmızı listeye alınması için Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliğine başvurusu yapılan yamyam tombul çekirgeler, kanatsız olduğu için geniş bir alana yayılamıyor.
Çok sayıda alt türü var
Şırnak kırsalında görülen ve Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar ve ekibine ulaştırıldı.
Yıllardır bölgede eklem bacaklılar üzerine çalışma yürüten Prof. Dr. Satar, yapacağı inceleme ile çekirgenin türünü tespit edecek.
Satar, iri ve tombul çekirgelere, yumurta kalitesini artırmak için erkeğini yemelerinden dolayı "yamyam" isminin verildiğini söyledi.
Bu yamyam çekirge cinsinin çok sayıda alt türü olduğunu belirten Satar, "Bunlar endemik türler ve belirli alanlarda yaşıyorlar. Karacadağ bölgemizde yaşayan bir tür var. Bu bulunan tür diğerlerinden oldukça farklı. Morfolojik olarak farklarını direkt görebiliyoruz. Teşhis anahtarlarına bakarak tür tayinini yapacağız, türünü ortaya çıkaracağız." dedi.
"Biyolojik çeşitliliğimiz için önemli türler"
Bulunan türün diğerlerinden daha iri olduğunu ifade eden Satar, Karacadağ'da yaşayan yamyam çekirgelerin boyutlarının bu türden daha küçük olduğunu belirtti
Satar, "Bu daha da iri ve söylenene göre bölgede daha da irileri var. Dolayısıyla farklı bir tür olduğunu kesin biliyoruz. Bunlar endemik ve biyolojik çeşitliliğimiz için önemli türler. Doğada bir canlı yok olursa beraberinde 30-40 canlıyı etkilediğini biliyoruz. Zincirleme olarak birbirini etkiliyor." diye konuştu.
Bu türlerin sayılarında mevsimsel olarak ve yağışlara bağlı artış yaşanabileceğine işaret eden Satar, bitkilerle beslendiklerini, küçük canlıları da yediklerini bildiklerini söyledi.
Prof. Dr. Satar, vatandaşlara şu uyarıda bulundu:
"Dışarıdan çok korkunç görünen bu canlının kimseye bir zararı yok. İnsanlara hiçbir zararı yok. Ülkemize, bulundukları yerlere has türler. Bunlar insanları ısırmaz ve hastalık bulaştırmaz. Lütfen bunlara zarar vermeyelim."