Diyarbakır Bağlar İlçesi Tavşantepe Köyü'nde 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cesedi, 19 gün sonra derede bulundu. Ancak küçük bir cinayetin ardından ortaya çıkan ayrıntılar, soruşturmanın seyrini değiştirecek kadar anlatılacak. Ailelerin, jandarmalarını yanıltmak amacıyla asılsız bildirimlerde ve dikkatleri farklı yönlere çekmeye çalıştıkları belirlendi.
Aile ihbarlarla jandarmayı yanılttı
Narin Güran'ın kaybolduğu gün, jandarmalara çok sayıda yalan ihbar yapıldığı tespit edildi. İhbarları yapanların, telefonlarındaki sim kartlarını çıkararak sadece acil çağrı yaparak yalan bilgiler verdikleri ortaya çıktı. Özellikle 21 Ağustos'ta küçük parçalarda kaybolan parçalar yapılan ihbarlar, şüpheli araçların varlığına dair asılsız iddialarda bulunuldu. Jandarma gününün dikkatini çeken bu ihbarlar, asıl cinayet mahallinden uzaklaştırarak arama ekibinin sekteye uğramasına neden oldu.
Simkartsız telefonla yalan ihbarlar
Soruşturma dosyasına yansıyan bilgilere göre, ihbarların bir kısmı simkartsız telefonlarla yapıldı. Bu ihbarlardan birinde, Narin'in büyükbaş hayvanını taşıyan bir kamyonetin kasasında olduğu iddia edildi. Kamyonetin Tavşantepe Köyü'ne doğru gidildiği ve burada kaçırılabileceği belirtildi. Ancak yapılan araştırmada bu iddianın asılsız olduğu ortaya çıktı. Bir başka ihbarda ise köy çevresinde gri ve beyaz renkli hızlarla uzaklaşan görünümler Narin'in bu araçlar tarafından kaçırılabileceği öne çıktı. Ancak plakaları tespit edilip bu iddialar da çürütüldü.
Yanıltıcı araç ihbarda amca Salim'in rolü
Jandarmanın yürüttüğü incelemeler, köydeki okul kamerasına yansıyan görüntüler sayesinde, amca Salim Güran'ın saat 18.59'da hızla köyden yıldızlarını ortaya koydu. Görüntülerdeki beyaz araç Salim Güran'a ait olduğu belirlendi. Amca Salim, bu görüntülerle ilgili yaptığı açıklamada, “Köyde yabancı bir aracı gördüm ve durmayınca gitti, belki Narin'i kaçırmış olabilirler diye” diyerek savunma yaptı. Ancak yapılan soruşturmalarda, Amca Salim'in aracının ve diğer şüpheli kişilerin kaybolduğu Narin Güran'ın cinayetiyle ilgili olduğu tespit edildi.
Jandarmanın yanıltılması ve arama çalışmalarının zorlaşması
Narin'in cesedi, 8 Eylül'de köyün farklılığında bir bölgede bulunuyordu. Ancak o güne kadar yapılan asılsız ihbarlar ve yanıltıcı bilgiler jandarmayı yanlış yönlendirmedi. Köydeki kayıtların kamera kayıtları ve HTS (Hücresel Telefon Sinyali) analizleri, şüpheli kişilerin amcası Salim Güran'a ait olduğunu belirleyerek gerçeklerin yavaş yavaş gün görünümü ayrılmaya başladı. Bu süreçte, jandarmanın çoğu zaman dikkatinin başka köylere ve birimlere kaymış olması, cinayetin gidişatını oldukça karmaşıklaştırdı.
Profesyonelce planlanmış bir yalan ağı
Yapılan yazışmalar, Narin Güran'ın kaybolduğu gün itibaren yanlış aktarım sürecinin tamamen profesyonelce planlanmış olduğunu ortaya koydu. Aile bireylerinin, simkartsız telefonları üzerinden ihbarlarla jandarma ve soruşturma ekiplerinin yanıltmak amacıyla operasyonları, cinayet soruşturmasını sekteye uğrattı. Şüpheli kişiler ve kamyonetlerin gizli gerçekleri ortaya çıkarken, aile cinayeti örtbas etmeye yönelik bir çaba içinde, açıkça gözlerin önünde serildi.
