İmamoğlu’nun "Ahmak Davası"nda mahkemeden karar İmamoğlu’nun "Ahmak Davası"nda mahkemeden karar

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. Sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül’de kaldığı yurttan akşam yemeğini yedikten sonra dışarıya çıktı ve bir daha haber alınamadı.

Başlatılan arama çalışmalarının 18’inci gününde Rojin’in cansız bedeni, kaybolduğu noktadan tam 24 kilometre uzaklıkta bulundu. Adli Tıp Kurumu tarafından yaklaşık 7 saat boyunca otopsi incelemesi yapıldı ve vücudundan incelenmek üzere 80 numune alındı. Geçtiğimiz gün açıklanan otopsi sonucunda Rojin’in ölüm nedeninin ‘suda boğulma’ olduğu bildirildi.

Rojin bulunduğunda vücudunda darp izleri vardı. Ailesi üniversiteye kaydolduğu için ne kadar heyecanlı ve mutlu olduğunu defalarca kez anlatmışlardı. Çıkan otopsi sonucuyla da tüm sorular yanıtsız, Rojin’in ölümü ise şüpheli kaldı.

Baba Nizamettin Kabaiş, “Raporda sadece bir cümle kurmuşlar. Kızım neden 24 kilometre ötede bulundu? Darp izleri nasıl oluştu? Bunların hiçbir cevabı yok. Adalet istiyoruz” dedi.

‘Acımıza acı eklediler’

Baba Nizamettin Kabaiş, çıkan otopsi sonucu hakkında şunları söyledi:

“Sadece bir cümle kurmuşlar. ‘Sudan boğuldu’ demişler ancak başka bir açıklama yok. 80 tane numune alınmıştı. Başka tek bir cümle yok. Otopside sadece raporlamışlar. Bu sonuçla acımıza daha büyük acı eklediler.”

Otopsi incelemesinden önce Rojin’in yüzünü ve vücudunun üst bölümünü gördüğünü aktaran baba Nizamettin Kabaiş, gördüklerini şöyle anlattı:

“Otopsiye getirirken ben de baktım sadece yüzünü gördüm. Vücudunda yüzü dışında herhangi bir şişkinlik yoktu. O kadar gün suda kalsaydı şişmiş olmaz mıydı? Kaybolduğu günden itibaren tamamen suda kalmadıysa kalan günlerde neredeydi? Sırtında ve yüzünde darp izleri vardı. Darp izi olduğu belli. Simsiyah olmuş. Bunları açıklasınlar. Bu çocuğa kim zarar vermişse mutlaka ortaya çıksın.”

‘Otopsiden çıkan doktor bana söylemişti...’

Nizamettin Kabaiş, otopsi işlemine giren doktorlardan birinin işlemin bitiminde kendisine, “Bu çocuk fazla suda kalmamış” dediğini aktardı. Kabaiş’in anlattığına göre; doktor kendisine şunları söyledi:

“Otopsiden çıkan doktorlardan birisi benim yanıma geldi. ‘Başınız sağ olsun. Bu çocuk fazla suda kalmamış. En fazla 4-6 gün arası kalmış’ dedi. Bunun üzerine ben ‘Geri kalan 12-13 gün neredeydi o zaman’ diye sordum. Bana ‘Eğer 18 gün suda kalsa ceset dağılmış olurdu’ dedi. Zaten ben de gördüm. Yüzünde ya da vücudunun üstünde şişkinlik yoktu.”

Rojin’den geriye cevapsız sorular kaldı

Rojin’in vücudundaki darp izleri nasıl oluştu? Neden ve nasıl 24 kilometre ötede bulundu? Vücudu ne kadar gün suyun içinde kaldı? Tüm bu sorular yanıt bulmadıkça Rojin Kabaiş’in ölümü de Türkiye’deki çok sayıda şüpheli kadın ölümlerinden biri olarak kalacak.

Baba Nizamettin Kabaiş, olayın intihara indirgenmeye çalışıldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“İntihar deseler itiraz ederim. Bir insan canına kıysa nasıl oraya gider. Burada helikopterler gezdi, botlar gezdi. Neden 24 kilometre ötede bulundu? Bunu sadece ben değil herkes soruyor. Darp izleri olduğu halde hiçbir açıklama yok. Her şey ortada. İntihar edecek biri değil. Bu çocuk intihar etse aynı yerde niye bulunmuyor? Biz sadece bu soruların yanıtlarını istiyoruz. Biz adalet istiyoruz.”

Kaynak: 12 Punto