SİYASET

Kışanak: Çözümün adresi Ankara

Abone Ol

AMED TIMESKürt siyasetçi Gültan Kışanak, “Ankara, devletin merkezi. Bu nedenle sorunların da çözümün de merkezinde yer alıyor. Ben iktidarın Ankara’dan verdiği talimatla belediye başkanlığı görevinden alınarak tutuklandım, yasalara rağmen halen Ankara’nın talimatıyla hapishanede tutuluyorum. Ankara’yı çözümün de adresi yapmak gerekiyor. Adaylığımın sembolik anlamı bu” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanlığı adayı Gültan Kışanak, tutuklu bulunduğu Kocaeli 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden, avukatı aracılığıyla soruları yazılı yanıtladı.

Azami tutukluluk süresini dolduğu halde neden serbest bırakılmağı yönünde bir soruyu yanıtlayan Kışanak, “Kimliğim ve siyasal görüşlerim nedeniyle tutuklandım. Yedi yıldan beri devam eden yargılama boyunca zaten hiçbir hukuk kuralına uyulmadı. Tamamen siyasal iktidarın talimatları doğrultusunda yürütülen bir süreç. Yasaların emredici hükmüne rağmen halen hapishanede tutulmam, yargının ne kadar siyasallaştığının açık göstergesidir” diye belirtti.

“Kayyım döneminin artık kapanması gerekir”

“Kayyım döneminin artık kapanması gerekir” diyen Kışanak, “Hiç şüphesiz Kürtler, 2019 seçimlerinde olduğu gibi, bu seçimde de kayyım politikasını sandıkta mahkum edecektir. Kürt halkının bu konudaki tutumu nettir. Ancak olası kayyım darbesini durdurma sorumluluğu sadece Kürtlerin üzerine yüklenemez. Demokrasiye inanan herkes, sorumluluk almalı ve daha seçim sürecinde iktidara bu konuda çok net mesajlar vermelidir” ifadelerini kullandı

Gültan Kışanak, Meclis’te kayyım ile ilgili yasayı değiştirmek için girişimde bulunulması gerektiğini belirterek, “Bu yasa, yerelde seçilmiş hiçbir irade bırakmıyor. ‘Suçların şahsiliği’ ilkesini dahi ortadan kaldıran, belediye başkanına yönelik bir soruşturmayı bahane ederek belediye meclisini de devre dışı bırakan bir yasadır. Yerel demokrasiyi tamamen tasfiye eden bu yasa kabul edilemez” diye konuştu.

“AK Parti lideri, önümüzdeki dört yıllık planını yapmış”

Kışanak, seçim sonuçlarının Türkiye’nin ana ekseninde nasıl bir değişiklik yaratacağı yönündeki soruya, şu yanıtı verdi:

“AK Parti iktidarının, kendi politik öncelikleri var. Tabi ki bu seçimlerde, bazı büyük şehirleri almak istiyor. Bence AK Parti lideri, önümüzdeki dört yıllık planını yapmış. Birinci önceliği 50+1 sistemini değiştirmeye yönelik bir Anayasa değişikliği. Bunu çok önemsiyorlar. Çünkü 50+1 sistemi, AK Parti’yi küçük partilere mecbur hatta mahkum etti ve AK Parti kuruluş kodlarından çok farklı noktalara savruldu. Bu da toplumsal tabanında ciddi rahatsızlık yarattı. Bugün Yeniden Refah Partisi (YRP), AK Parti ile güçlü bir rekabete girebiliyorsa bu rahatsızlığın bir sonucudur. İkinci önceliği, AK Parti’yi Erdoğan sonrasına hazırlamaktır. Lider odaklı siyasi partilerin, liderden sonra dağıldığına dair çok örnek var Türkiye’de. Bunun önüne geçmek istiyor. Üçüncü önceliği de ekonomik krizi toparlamak olacaktır. İlk iki yıl, bu krizin faturası halkın sırtına yüklenecek. Sonrasına toparlanıp, 2028 seçimine partisini hazırlamak isteyecektir.”

“DEM Parti parlamentodaki tüm partilerle eşit mesafede ilişki kurmalı”

“AK Parti Lideri’nin Kürt siyasetine yönelik öfkesinin altında 7 Haziran 2015 seçimlerinin bir etkisi var” diyen Kışanak, “Ancak bu tek başına belirleyici değil. AKP iktidarının, Kürt sorunu ile ilgili politikasının yönünü daha çok bölgesel gelişmeler belirledi. Bu dönemde dış faktörler etkili olacaktır” yorumunu yaptı.

Kışanak, “Demokratik Kürt siyasetinin yapması gereken; bu seçimden en güçlü şekilde çıkmak, kayyım darbesini durduracak bir güç açığa çıkartmak ve toplumsal barışın imkanlarını yaratacak bir çalışma örgütlemektir. Üçüncü yol stratejisi bu nedenle önemli. DEM Parti, parlamentodaki tüm partilerle diyalog zemini yakalamalı, toplumsal barış konusunda tüm partilerle eşit mesafede bir ilişki kurmalı. Kürt sorunu ve barış konusu, iç politika malzemesi olmaktan çıkartılmalı. Partiler üstü bir siyaset izlenmeli. Aydınlar, demokratlar, sanatçılar, kadın hareketleri bu konuda öne çıkarak, siyaseti etkilemeli” ifadelerini kullandı.

“Kent uzlaşısı, yerel demokrasi kültürünü geliştirmek açısından önemli”

Kent uzlaşısı, iktidar partileri tarafında CHP ile HDP arasında bir çeşit “kapalı” bir ittifak olarak yorumlanıyor.

Kışanak, konu hakkındaki soruya, “Kent uzlaşısı, yerel demokrasi kültürünü geliştirmek açısından önemli bir yöntemdir. Toplumsal kutuplaşmaları da çözebilir. Yereldeki demokratik dinamiklerin, sivil toplum örgütlerinin, meslek örgütlerinin, sendikaların, insan hakları kuruluşlarının, kadın hareketlerinin, kanaat önderlerinin üzerinde ortaklaştığı bir aday ortaya çıkarsa, desteklenebilir. Ancak görünen o ki teorik olarak tanımlaması kolay olan bu yöntem, pratik uygulamada bazı sorunlarla karşılaşıyor. Bu konuda DEM Parti yetkilileri, meramlarını daha etkili anlatmalı” yanıtını verdi.

“Adaylığım, Kürt sorununa çözüm iradesini gösterme çağrısı”

Bu vesileyle kendi adaylığına da değinen Kışanak, “Benim Ankara adaylığım, her türlü güncel politik tartışmalardan tamamen ayrı bir konudur. Reel politik tartışmaların dışındadır. Tarihsel sorunlarımıza dikkat çekme ve toplumsal vicdana hitap etme amacı taşıyor. Bunun da altını çizmek istedim” dedi.

“Ankara adaylığım siyasi bir tutum” “Haksızlıkları, hukuksuzluğu, kayyım siyasetini teşhir etmek istedim. Adaylığım, topluma Kürt sorunu ve kadın özgürlük sorunu konusunda inisiyatif alma ve çözüm iradesini gösterme çağrısıydı. Ben fiziki olarak Ankara sokaklarında değilim ancak kadınların ve halkın çözüm iradesi, sokaklarda seçim çalışmasını yürütüyor. Ben de imkanlarım ölçüsünde bu sürece katkı sunuyorum. Bu toplumsal ve vicdani bir sorumluluk. Demokrasi, barış ve özgürlüğe inanan herkesin rol alması gereken bir mücadele. Belediye başkanlığı koltuğuna kimin oturacağından çok daha önemli sorunlarımız var.”

Gültan Kışanak, “Ankara, devletin merkezi. Bu nedenle sorunların da çözümün de merkezinde yer alıyor. Muhalifler açısında daha çok sorunların kaynağı oluyor. Ben de iktidarın Ankara’dan verdiği talimatla belediye başkanlığı görevinden alınarak tutuklandım, yasalara rağmen halen Ankara’nın talimatıyla hapishanede tutuluyorum. Ankara’da yargılanıyorum... Bu sorunlu bir ilişki. Ankara’dan aday olarak, bu sorunlu ilişkinin düzelmesi gerektiğini hatırlatmak istedim. Ankara’yı çözümün de adresi yapmak gerekiyor. Adaylığımın sembolik anlamı bu” değerlendirmesinde bulundu.