AMED TIMES - Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Yine her hafta olduğu gibi çok sayıda çevik kuvvet ve sivil kolluk görevlileri alandaki yerini aldı. Bu hafta, Kulp’ta 18 Mart 1994’te gözaltında kaybedilen Mirza Ateş’in akıbeti soruldu.
Eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, 11 yurttaşın öldürüldüğü Kulp Davası’nın zaman aşımı gerekçesiyle düşürülmesine tepki gösterdi. Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti: “ Her hafta burada hikayesini okuduğumuz kayıplarımızın bir kısmı hakkında Türkiye’de açılan davalar, ne yazık ki birer birer cezasızlıkla sonuçlanıyor. Bu kararların hiçbir geçerliliği yoktur. Daha önce de Lice Katliamı, Ankar JİTEM ve Musa Anter Davası’nda benzer kararlarla failler korunmak istendi. Mevcut iktidar bu davaları açarken, geçmişle yüzleşme, onarıcı adalet, toplumsal barışın sağlanması gibi söylemleriyle toplumda umut yarattı. Bu gün gelinen aşamada ise failleri koruyan ve yaşanan suçların cezasız bırakılmasına yönelik fiillerle karşımıza çıkıyor. Bizim mücadelemiz devam edecek. Tek bir faili meçhul ve kayıp kalmayana dek bu mücadele sürecek.
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Üyesi Fırat Akdeniz ise Mirza Ateş’in kaybedilme hikayesini okudu. Akdeniz: “Mirza ATEŞ, Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı İnkaya Köyünde ikamet ediyordu. Derneğimize başvuran ağabeyi Eşref ATEŞ’in anlatımlarına göre;
Diyarbakır’ın Kulp İlçesi İnkaya Köyüne asker ve korucuların katılımıyla 18 Mart 1994 günü gece saatlerinde baskın düzenlenir. Yapılan baskın esnasında Mirza ATEŞ’in evi ateşe verilip yakılır. Akabinde Mirza ATEŞ ile köylüsü Kuddusi ADIGÜZEL evlerinden çocuklarının gözleri önünde, işkence görerek gözaltına alınırlar. Gözaltına alınan Mirza ATEŞ ile Kuddusi ADIGÜZEL öncelikle Kulp ilçe merkezine götürülür, ardından Diyarbakır merkeze götürülürler ve yaklaşık 85 gün boyunca işkenceye maruz kalırlar. Olayın yaşandığı tarihlerde abi Eşref ATEŞ de gözaltına alınır. Eşref ATEŞ, götürüldüğü yerde kardeşinin gözaltında olduğu bilgisine ulaşır. Ailenin duyumlarına göre; Gözaltı sonrası Mirza ATEŞ Kulp İlçesine götürülür, ardından boş bir arazide operasyon varmış gibi gösterilerek 8 kişi ile birlikte kurşuna dizilirler. Ayrıca bu cenazeler, üzerine gaz dökülerek yakılır ve 6 gün kaldıktan sonra tahminen aynı yerde bir çukur kazılarak cenazelerden arda kalanlar gömülür. Olay ile ilgili yapılan başvuru sonrası yürütülen soruşturma sonucunda Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı 3 Haziran 1996 tarihinde “adı geçen şahısların İlçemiz Jandarma Bölük Komutanlığı ve Emniyet Amirliğince gözaltına alınmadığı, söz konusu Mirza ATEŞ’in köyünü terk ederek İstanbul’a yerleştiği anlaşıldığından gözaltında kaybolma olayı ile olarak kamu adına kovuşturmaya mahal olmadığına” karar verir.
Aile tarafından ilgili iç hukuk mercilerine başvurular yapılmasına rağmen tüm hukuki girişimler sonuçsuz bırakılır, Mirza ATEŞ’ ten bir daha haber alınamaz.
Ailesinin ve onlarca köylünün gözü önünde gözaltına alınan Mirza Ateş’ in ortada hiçbir delil yokken İstanbul’a gittiği ve yerleştiği kanısıyla soruşturmaya son verilmesi, faillerin korunduğu gerçeğini bir kere daha gözler önüne sermektedir.”
Etkinlik, bir dakikalık oturma eylemi ile son buldu.