Gizemli ‘gök depremleri’, 200 yıldan uzun bir süredir dünyanın dört bir yanında duyulmaya devam ediyor. Belçika’dan Japonya’ya, ABD’nin New York eyaletine kadar geniş bir coğrafyada hissedilen bu tuhaf sesler, silah atışları veya araba patlamalarıyla karıştırılabiliyor. Bilim insanları, bu yankılanan patlamaların kökenini belirlemek için çeşitli teoriler üzerinde çalışıyor. Atmosferde patlayan meteorlar, askeri tatbikatlar ve taş ocağı patlamaları, bu seslerin potansiyel kaynakları arasında yer alıyor.
Gök depremleri, ilk olarak 1811 yılında ABD’de Missouri eyaletine bağlı New Madrid kentinde meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki bir deprem sırasında belgelendi. Bu olay, bölge sakinleri tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Daha sonra, Ağustos 1886’da Güney Carolina’nın Charleston kentinde 7.3 büyüklüğündeki bir depremde benzer sesler duyulmuş ve bu sesler, depremden haftalar sonra bile hissedilmeye devam etmiştir.
Bilimsel yaklaşımlar
Bilim insanları, 2013 yılından itibaren EarthScope Transportable Array (ESTA) aracılığıyla elde edilen sismik verileri kullanmaya başladı. Kuzey Carolina Üniversitesi Chapel Hill’deki araştırmacılar, bu seslerin depremlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemek için ESTA’nın verilerini farklı kayıtlarla karşılaştırdı. Araştırmacılardan Eli Bird, genel olarak bu seslerin atmosferik bir fenomen olduğuna inandıklarını ve sismik aktiviteden kaynaklandığını düşünmediklerini belirtti. Seslerin, atmosferde patlayan uzay kayaları veya okyanus üzerindeki gök gürültüsü gibi olaylardan kaynaklanabileceği ifade ediliyor.
Kamu tepkileri ve komplo teorileri
Son yıllarda, bazı bölgelerde yaşayanlar, gök depremlerinin doğaüstü fenomenlerle veya askeri faaliyetlerle ilişkili olduğunu düşündü. Bu durum, toplumda merak uyandırarak çeşitli komplo teorilerine zemin hazırladı. Bilim insanları, bu seslerin kökenini belirlemek için uluslararası iş birlikleri kurmayı hedefliyor. Uzmanlar, gök depremleriyle ilgili yapılacak daha fazla araştırmanın halk sağlığı ve güvenliği açısından önemli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor.
Gök depremlerinin kaynağını belirlemek, toplumları bilgilendirme ve olası tehlikeleri önceden haber verme açısından kritik bir öneme sahip. Bilim insanları, bu gizemli seslerin doğasını anlamak için çalışmalarını sürdürüyor.