Turizmin bu yeni yüzü, restoranlardan yerel üreticilere kadar geniş bir ekosistemi canlandırıyor. Turizmin yalnızca deniz, kum ve güneş üçgeninden ibaret olmadığı günümüzde, gastronomi turizmi büyük bir atılım yapıyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi de bu yükselişten payını alıyor. 2024 itibarıyla bölgeye gelen gastronomi turistlerinin sayısında gözle görülür bir artış yaşanırken, restoranlar, oteller ve yerel üreticiler ekonomik açıdan önemli kazançlar elde ediyor.
Bölgenin tescilli ürünleri arasında yer alan Antep baklavası, Şanlıurfa çiğ köftesi, Diyarbakır karpuzu, Siirt büryan kebabı ve Mardin badem şekeri, gastronomi turizminin lokomotifi haline geldi. Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden gelen ziyaretçilerin yanı sıra, özellikle Orta Doğu ve Avrupa’dan gelen turistler, bu lezzetleri yerinde tatmak için bölgeye akın ediyor.
Gastronomi turizmi, yalnızca yeme içme sektörüyle sınırlı kalmayarak, tarım ve hayvancılıktan, gıda üretimine kadar birçok sektörü canlandırıyor. Yerel üreticiler ve çiftçiler, geleneksel ürünlerine olan talebin artmasıyla ekonomik açıdan daha güçlü hale geliyor.
LEZZETLER ARASINDA KÜLTÜREL BULUŞMA
Ekonomik katkının yanı sıra gastronomi turizmi, bölgenin sosyo-kültürel yapısını da etkiliyor. Yerel halkın kültürel mirasını korumasına ve yeni nesillere aktarmasına yardımcı olan bu turizm türü, aynı zamanda farklı kültürler arasında bir köprü oluşturuyor.
Özellikle sıra geceleri, gastronomi festivalleri ve yerel mutfak atölyeleri, bölge halkı ile turistleri bir araya getirerek karşılıklı etkileşimi artırıyor. Gaziantep ve Şanlıurfa’da düzenlenen gastronomi festivalleri, kente gelen ziyaretçilerin yerel mutfak kültürünü daha yakından tanımasına olanak sağlıyor.
Daha önce yalnızca yerel halkın katıldığı etkinlikler, artık uluslararası platformlarda da tanıtılıyor. UNESCO tarafından gastronomi alanında “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilen Gaziantep, bu alandaki liderliğini sürdürüyor. Aynı şekilde Mardin, Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi şehirler de gastronomi turizmiyle kimliklerini ön plana çıkarıyor.
Coğrafi işaretli ürünlerin sayısının artırılması, yerel restoranların dünya çapında markalaşması ve uluslararası festivallerin daha etkin düzenlenmesi, Güneydoğu Anadolu’nun küresel ölçekte gastronomi turizminin önemli merkezlerinden biri olmasını sağlıyor.
Özellikle GAP projesi kapsamında gastronomi turizmine yönelik çalışmaların hızlandırılması, bölgedeki ekonomik kalkınmaya büyük ivme kazandırabilir. Restoran ve konaklama sektöründe kaliteli hizmet anlayışının yaygınlaşması, bölge mutfağının uluslararası alanda daha fazla tanınmasını sağlayacak adımlar arasında gösteriliyor.