DİYARBAKIR

Diyarbakır’ın sırlı mağarası Eshab-ı Kehf ve göğe yükselen 7 gencin hikayesi!

Diyarbakır’ın en dikkat çekici efsanelerinden biri olan Eshab-ı Kehf Mağarası, hem tarihî hem de mistik yönleriyle büyük ilgi uyandırmaktadır. Bu mağara, sadece bir doğa harikası olmanın ötesinde, içinde barındırdığı efsane ile de önem taşır. Eshab-ı Kehf, uzun bir uykuya yatan yedi gencin hikâyesine ev sahipliği yapmaktadır. Bu gençler, zulümden kaçmak için mağaraya sığınmış ve burada 306 yıl boyunca uyumuşlardır. Efsanenin detaylarını sizler için hazırladık!

Abone Ol

Sizler için Diyarbakır’a ait bir efsane olan Eshab-ı Kehf Mağarası hazırladık. Efsane, yüzyıllardır halk arasında anlatılagelmiş ve Diyarbakır'ın tarihi zenginliğine katkı sağlayan önemli bir hikayedir. İşte bu efsanenin anlatımı:

Eshab-ı Kehf efsanesinin başlangıcı

Arabistan’ın zalim kralı Dakyanus döneminde, Allah’a inanan beş genç, halkın doğru yolda olmadığını fark ederek ona karşı çıkmışlardır. Bu gençlerden biri olan Yemlihan ve dört arkadaşı, Dakyanus’un kendisini Allah olarak tanıtmasına ve halkın buna inanmasını reddederek Allah’ın bir olduğunu savunmuşlardır. Dakyanus ise bu karşıt görüşe karşı öfkeyle gençleri hapse atar.

Hz. Cebrail’in gönderilişi ve kaçış

Allah, bu gençlerin özgürleşmesi için bir çözüm gönderir ve Hz. Cebrail, onları zindandan serbest bırakmak için gönderilir. Zindanın kapısı açıldığında, gençler dışarı çıkarken, kapı önünde nöbet tutan iki kişiyi görürler; ancak ilginç bir şekilde nöbetçilerin gözleri yoktur ve onlar, bu gençleri fark etmezler. Bu durum, gençlerin kaçmalarını kolaylaştırır. Diyarbakır’a doğru yola çıkan grup, yol boyunca karşılaştıkları bir çobanın sesini duyarlar. Çoban, onların peşinden koşarak "Ey kardeşim, biz de sizinle gelmek istiyoruz. Bizi bekleyin" der. Başta onu Dakyanus’un adamı olarak düşünen gençler, çobanın söylediklerini duyduktan sonra onun da onlarla aynı inancı paylaştığını anlarlar. Çoban, onlarla birlikte yola çıkar. Bu noktada grup, Yemlihan, dört arkadaşı, çoban ve çobanın köpeği Kıtmir’le birlikte 7 kişiye ulaşır.

309 yıl sonra uyanış

Diyarbakır’a varan grup, öğle vaktinde bir süre dinlenmeye karar verir. Kimi namaz kılarken, kimi uyumak ister. Bu sırada hepsi uyuyakalır ve tam 309 yıl boyunca uyanmazlar. Uyandıklarında, zamanın nasıl geçtiğini anlayamazlar, sanki bir anda uyanmışlardır. Yemlihan ve arkadaşları, ekmek almak için fırına gittiklerinde, ceplerindeki paranın geçersiz olduğunu fark ederler. Paranın, Dakyanus zamanında geçerli olan bir para olduğunu öğrenen fırıncı, onları sorgular. Gençler, bu durumu açıklamak için, "Şimdi siz burada bizi bekleyin, biz gidip arkadaşlarımıza anlatacağız, sonra size söyleriz" derler.

Dakyanus döneminin sona ermesi

Geri dönüp arkadaşlarına durumu anlatırlar ve Dakyanus döneminin sona erdiğini, İslamiyet’in kabul edildiğini, yaşamlarına kaldıkları yerden devam edebileceklerini anlatırlar. Yemlihan ve arkadaşları, Allah’a dua ederek, "Allah’ım, sen bizi bunca yıl uyuttun, kardan, kıştan, sıcaktan korudun. Yarabbi, bize hayırlı bir kapı aç" derler. O an bir kapı açılır ve grup içeri girer.

Göğe yükselip yıldız haline gelirler

Kıtmir de onlara katılmaya niyetlenirken, Yemlihan ona taş atar ve uzaklaşmasını ister. Kıtmir Allah’a dua eder: "Yarabbi, biz birbirimizi anlamıyoruz. İzin ver, onların dilinden konuşayım, senin yolundan gelmek istediğimi söyleyeyim" der ve Kıtmir’in dili çözülür. Kıtmir, "Ben baki cennette arkadaşınızım" diyerek onlara katılmak ister. Yemlihan, bu durumu biraz içerleyerek, Kıtmir’den özür diler. Sonrasında, hep birlikte o kapıdan geçerler ve göğe yükselerek birer yıldız haline gelirler.

Efsanenin Diyarbakır’a katkısı

Bu efsane, Diyarbakır’a olan inancı, sabrı ve Allah’a güveni anlatan önemli bir halk hikayesidir. Efsaneye göre, Eshab-ı Kehf’in yeri Diyarbakır’ın önemli bir bölgesinde olan Zerzevan Kalesi’ne yakın bir alanda yer alır ve bu bölge, zaman içinde birçok insanın ilgisini çeken tarihi bir alan haline gelmiştir.

Halk arasında Ziyaret Dağı olarak bilinen dağ, konik biçimi ve topografik görünümü itibariyle doğal bir özellik arz eder. Mağara 300 metrekare büyüklüğünde 10 metre yüksekliğindedir. Mağaranın içinde 3 tünel mevcuttur. Eshab-ı Kehf Mağarası'nın yanına Osmanlı Padişahı Abdulaziz tarafından 1873 yılında bir mescit yaptırılmıştır.