DİYARBAKIR

Diyarbakır'daki Antik Kentler Nerede? Diyarbakır’ın Arkeolojik Açıdan Önemli 2 Antik Kenti

Diyarbakır antik kentleri, Mezopotamya tarihinin izlerini taşırken aynı zamanda Roma, Bizans ve bölgede hüküm sürmüş diğer medeniyetlere dair de bilgiler içeriyor. Diyarbakır’daki antik kentleri anlattık!

Abone Ol

Diyarbakır, zengin kültürü ve tarihi mirasıyla birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin arkeolojik açıdan da en önemli kentlerinden birisi olarak görülüyor.

Diyarbakır’daki antik kentler, tarihin izlerini taşıyan özellikleri ve arkeolojik kalıntılarıyla birlikte geçmişin ışığını günümüze yansıtıyor. İşte Diyarbakır il sınırları içerisindeki antik kentler…

Diyarbakır'daki Antik Kentler Listesi

Diyarbakır, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki en önemli şehirlerinden birisidir.

Arkeolojik kazı çalışmalarının da yoğunlaştığı Diyarbakır’da, bugüne kadar sadece 2 antik kent keşfedildi. Ancak bu antik kentlerde bulunan kalıntılar, Mezopotamya’nın ilk yerleşim dönemine dair çeşitli bilgiler içermesi nedeniyle oldukça önemli olarak görülmektedir.

Diyarbakır’daki antik kentler listesi şu şekildedir:

  • Çayönü Höyüğü
  • Ziyaret Tepe Höyüğü (Üçtepe)

İşte Diyarbakır tarihine ve burada var olan medeniyetlere dair bilgilere ışık tutan bu antik kentlere ait gelişmeler…

Çayönü Höyüğü

Diyarbakır’daki antik kentlerden en önemlisi, bölgenin ilk yerleşim dönemine dair bilgileri de sağlaması nedeniyle Çayönü Höyüğü’dür.

Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı Sesverenpınar köyünde bulunan antik yerleşim alanı, ilk kez 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Orental Institute tarafından kazılmaya başlandı. M.Ö. 7.500 – 5.500 yılları arasında tarihlenen kalıntılarıyla dikkat çeken antik kent, Neolitik dönemin tarım, hayvancılık ve köy yaşamına dair ilk örnekleri sunuyor.

Diyarbakır’daki antik kentler arasında yer alan Çayönü Höyüğü, insanoğlunun avcılık ve toplayıcılıktan tarım toplumuna geçiş sürecini aydınlatan pek çok kalıntıya sahip olarak, Türkiye’nin en önemli arkeolojik alanlarından birisidir.

Çayönü’nde Prof. Dr. Halet Çambel ve Prof. Dr. Robert J. Braid Wood başkanlıklarında 1963 yılında kazılar başlarken, bu çalışmaları 1986 yılı sonrasında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’ın kazı çalışmaları takip etmiştir.

1991 yılına kadar süren kazı çalışmalarında avcı toplayıcı olan insanlığın tarım toplumuna geçiş aşamasına ek olarak beslenme ekonomisi, teknolojik yaşam ve insan – çevre ilişkisine dair değişikliği ortaya çıkaran pek çok kalıntı elde edilmiştir.

Çayönü Höyüğü, Diyarbakır’daki antik kentlerden birisi olarak insanlık tarihi açısından pek çok ilklerin keşfedildiği bir arkeolojik alandır.

Tahıl ve evcilleştirmeye dayalı olan köy hayatının en eski örneklerinden birisini oluşturan Çayönü Höyüğü, günümüz uygarlığı açısından da pek çok bilgiyi içerisinde barındırıyor.

Çayönü yerleşim alanının en önemli özelliği ise yabani buğday ve mercimekgillerin tarıma alınmasıyla birlikte keçi ve koyunun evcilleştirilmesiyle ortaya çıkıyor.

Diyarbakır Ergani’de dünyanın en eski bakır ocaklarının bulunması, Çayönü insanının dünyanın önde gelen yerlerinden 2.000 yıl kadar önce bakırı işleyerek alet yapmasını kolaylaştırmıştır.

Neolitik dönem, 6 evreli gelişim gösteren bir yapıda yaklaşık 50 yapı katıyla temsil edilirken, basit yuvarlak kulübeden temelinde taş olan kerpiç yapılara, çiftçiliğe geçiş sürecine dair bütün ayrıntıları içermektedir.

Diyarbakır’daki antik kentlerden birisi olan Çayönü Höyüğü’nde, o dönemin inançlarına dair bilgiler içeren çeşitli kalıntılar da bulunmuştur.

Bunlardan en ilginci ise kafataslı yapı olarak tanınan, ızgara planlı yapıların son bölümüyle kanatlı yapılar olarak tanınan döneme ilişkin yaklaşık M.Ö. 7.000 yıllarında tarihlenen ölü kültü ile ilgili olan yapılardır.

Höyüğün güney kısmında geniş bir avlu bulunurken bu avlunun iki yanındaki sekiler ve ortasında muntazam bir şekilde işlenmiş sunak ortaya çıkmıştır.

Sunağın üzerinde yer alan insan ve hayvan kan pıhtıları ise dönemin tanrıya kurban kültürünü göstermektedir. Çayönü insanı, geleneksel olarak ölülerini evlerin altına gömmüş ve burada bulunan kalıntı evlerin altında da mezarlara rastlanmıştır.

Diyarbakır antik kentleri arasında yer alan Çayönü Höyüğü’nde obsidyen, doğal bakır, bazalt, kazıyıcı delici aletler, süs eşyaları ve oraklar bulunmuştur.

Diyarbakır’daki antik kentlerden en önemlisi kabul edilen Çayönü, Mezopotamya’da şekillenen insanlık tarihinin en önemli izlerini barındırıyor.

Ziyaret Tepe Höyüğü (Üçtepe)

Diyarbakır’daki antik kentlerden bir diğeri ise Bismil ilçe sınırlarında yer alan Ziyaret Tepe Höyüğü’dür. Asur İmparatorluğu’na dair bilgileri içeren arkeolojik alan olarak dikkat çeken bölge, M.Ö. 1000 yılında tarihleniyor.

Höyük, Asurluların bölgedeki stratejik önemini vurgulayan sınır karakollarından birisi olarak kullanıldı. Kazı çalışmalarında ise Asurlulara ait pek çok yazılı tablet ve eser bulunmuştur.

Diyarbakır antik kentleri arasında yer alan Ziyaret Tepe Höyüğü, bölgenin kültürel olarak büyük bir öneme sahip olduğunu gösteriyor.

Asur İmparatorluğu’nun bölgedeki askeri ve siyasi varlığına dair bilgiler içeren bu alan, askeri stratejileri anlamak açısından da önemli görülüyor. Asur kültürünü ve siyasi yönetim sistemini gözler önüne seren antik kent, Diyarbakır’daki antik kentler arasında farklı pek çok bilgiyi de beraberinde getiriyor.

Diyarbakır'daki Arkeolojik Gelişmeler

Diyarbakır’daki antik kentler listesini ve bu kentlere dair bilgileri inceledikten sonra, son yıllarda hız kazanan şehirdeki arkeolojik gelişmeleri de sizlere özetlemek istiyoruz.

Diyarbakır, Mezopotamya medeniyetlerine ev sahipliği yapmış, kültürel miras ve tarihi önem açısından ön plana çıkan şehirlerimiz arasında gösteriliyor.

Diyarbakır’da yapılan son arkeolojik çalışmalar, bölgenin zengin tarihini gözler önüne sermeye devam ediyor. Diyarbakır Surları’ndaki restorasyon çalışmalarında keşfedilen Roma dönem lahdi, bu gelişmelerden en dikkat çekici olanıdır.

Diyarbakır’daki antik kentlere ek olarak yapılan kazı çalışmalarında elde edilen bu kalıntılar, Diyarbakır’ın tarihi ve bölgenin kültürel yapısı hakkında bilgiler sunuyor.

Malta Haçlı motifiyle süslenen bu lahit, yerel tarih açısından büyük bir öneme sahip. İçkale’deki surların 75 ve 76 numaralı burçlarında gerçekleştirilen kazılar sırasında bulunan lahit, bölgenin eskiden kilise mezarlığı olarak kullanıldığı ve muhtemelen 3. veya 4. yüzyıllarda tarihlendiğini ortaya çıkarmaktadır.

Diyarbakır’daki antik kentlerle birlikte arkeolojik olarak bilgiler gelmeye devam ederken öte yandan İnkaya Mahallesi’ndeki gerçekleştirilen kazılarda Bizans dönemine ait önemli bir kilise kalıntısının ortaya çıkması, heyecan yarattı.

2021 yılında başlayan kazılarda Bizans İmparatoru 1. Anastasius’a ait sikkelerin bulunmasıyla başlayan çalışmalar, kilise kalıntısıyla devam ediyor. 5. ya da 7. yüzyıllara ait olduğu düşünülen bu kilise, Bizans dönemi mimari yapıları hakkında bilgiler veriyor.

Sıkça Sorulan Sorular

Diyarbakır’daki antik kentlerle ilgili en çok sorulan soruları yanıtlıyoruz:

Diyarbakır'da hangi antik kentler bulunuyor?

Diyarbakır antik kentleri, günümüzde yapılan kazı çalışmaları sonrasında Çayönü Höyüğü ve Ziyaret Tepe Höyüğü olmak üzere iki tanedir. Ancak bölgenin tarihi dikkate alındığında arkeolojik kalıntıların yoğun olduğu tahmin ediliyor.

Diyarbakır'ın arkeolojik açıdan önemi nedir?

Diyarbakır, Mezopotamya bölgesinin tarihi kalıntılarıyla öne çıkan şehirlerimiz arasında yer alır. Antik kentler, Roma ve Bizans başta olmak üzere insanlık tarihi açısından pek çok gelişmeyi gözler önüne seren kalıntılarla büyük bir öneme sahiptir. Özellikle Çayönü Höyüğü’nde insanlık tarihinin avcı toplayıcılıktan tarıma geçiş aşamasına dair bilgiler içeren kalıntılar, dünyanın arkeolojik açıdan en önemli kentlerinden birisinin Diyarbakır olmasını sağlamıştır.

Diyarbakır’daki antik kentler hakkında merak ettiğiniz diğer soruları yorumlar bölümünden sorabilir, ayrıca görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.