Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 2025 yılı asgari ücreti için 13 maddelik taleplerini açıkladı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri karşısında yılda yalnızca bir kez yapılan asgari ücret zammının yetersiz olduğunu belirterek, ücret artışlarının yılda birden fazla kez güncellenmesi gerektiğini vurguladı.

Çerkezoğlu, "Yüksek enflasyon koşullarında 2025 yılının tamamı için geçerli olacak bir asgari ücret belirlenemez. Asgari ücretin yılda bir kez artırılması, çalışanları ciddi gelir kaybına uğratıyor" ifadelerini kullandı.

3 kriter ve öne çıkan talepler

Asgari ücretin belirlenmesinde üç temel kriterin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Çerkezoğlu, şu maddeleri sıraladı:

Enflasyon hedeflerine göre değil, geçim koşullarına göre belirlenmeli: Afaki enflasyon hedefleri yerine, dar gelirli çalışanların gerçek kayıplarını giderecek düzenlemeler yapılmalı.

Yoksulluk sınırı gözetilmeli: Asgari ücret, bir evde iki kişinin çalışması durumunda yoksulluk sınırını aşacak bir gelir sağlamalı.

Uluslararası standartlara uyulmalı: İşçinin sadece kendisi değil, bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin de geçim koşulları dikkate alınmalı.

DİSK ayrıca asgari ücretin yılda dört kez güncellenmesi, sendikalaşma oranlarının artırılması ve asgari ücret sonrası gelir vergisi tarifesinin yüzde 10’a düşürülmesi gerektiğini de talep etti.

"Türkiye, asgari ücret ülkesi olmaktan kurtarılmalı"

Çerkezoğlu, Türkiye’de asgari ücretin artık sembolik bir ücret olmaktan çıkıp ortalama gelir haline geldiğine dikkat çekerek, "Bu durum, işçi sınıfını daha da yoksullaştırıyor. Türkiye’nin bir asgari ücret ülkesi olmaktan kurtulması için sendikal hakların genişletilmesi şarttır" dedi.

Rakam verilmedi

Asgari ücret için net bir rakam açıklamaktan kaçınan Çerkezoğlu, değişken ekonomik koşullar nedeniyle belirli bir rakam yerine, kriterlere uygun bir ücretlendirme yapılması gerektiğini ifade etti.

82.Altın Küre Ödülleri ile eş zamanlı başlayan asgari ücret görüşmeleri, Türkiye genelinde milyonlarca çalışanın gündeminde ilk sırada yer alıyor.

Çerkezoğlu, asgari ücret ile ilgili DİSK'in taleplerini şöyle açıkladı:

"1- Asgari ücret değil toplu iş sözleşmesi kapsamı genişletilmeli

Asgari ücret civarında çalışanların kapsamı çok yüksektir ve asıl mesele asgari ücretle çalışanlarının kapsamını daraltmak ve ücret düzeylerini toplu pazarlıkla belirlemektir. Milyonların asgari ücrete mahkûm edilmemesi için Aralık 2024’te sadece asgari ücret değil, Türkiye’de sendikalaşma ve toplu pazarlığın kapsamını artıracak adımlar da ilan edilmelidir. Bunun için 6356 sayılı Kanun’da yer alan antidemokratik unsurlar, barajlar, engeller ortadan kaldırılmalıdır. Çalışma Bakanlığı sendikalara bizzat kendi verdiği toplu iş sözleşmesi yetkisine sahip çıkmalı; işverenlerin açtığı ve yıllar süren yetki tespit ve itiraz davalarının toplu is sözleşmesi sürecini durdurmayacağı, bekletici sebep olmayacağı açıklanmalıdır. Yine 6356 sayılı yasada yer alan teşmil mekanizması işletilmeli, 2025 yılında toplu iş sözleşmelerinin sendikasız işyerlerine de uygulanacağı işkolları duyurulmalıdır.

2- Asgari ücretin tespitinde asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği dikkate alınmalı

Asgari ücret ülkemizde en düşük ve istisnai bir ücret değildir ve hızla ortalama ücret haline dönüşmektedir. Asgari ücret, milyonların meselesidir. Asgari ücret tespitinde bu gerçek dikkate alınmalıdır.

3- Asgari ücret artışında resmi enflasyon değil, kişi başına GSYH artışı esas alınmalı

Asgari ücret baskılanmış ve güdümlü resmi enflasyona göre değil geçim şartlarına ve ekonomik büyümeye göre saptanmalıdır. Dar gelirlilerin gıda enflasyonu ile kişi başına ekonomik büyüme asgari ücret artışında esas alınmalıdır.

4- Asgari ücret yüksek enflasyon koşullarında yıl içinde tekrar belirlenmeli

Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez asgari ücret belirlenmesi çalışanları kayba uğratmaktadır. Bu nedenle enflasyon tek haneli oranlara düşünceye kadar asgari ücretin yılda birkaç kez belirlenmesi zorunludur.

5- Asgari ücret belirlenirken geçim şartları göz önünde bulundurulmalı

Asgari ücret artışında yoksulluk sınırı bir kriter olarak dikkate alınmalı ve hanede iki kişi çalıştığı varsayılarak, haneye en az yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi sağlanmalıdır.

6-Asgari ücret uluslararası kurallara uygun saptanmalı, işçinin kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu hanehalkı birlikte hesaba katılmalı

Türkiye’de asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmuyor. Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Konseyi standartları dikkate alınmıyor. Asgari ücret tespitinde işçinin ailesi hesaba katılmıyor. Asgari ücret tespitine ilişkin 131 sayılı ILO Sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı’na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalıdır. Asgari ücret hesabında sadece işçinin kendisi değil, uluslararası standartlara uygun şekilde işçinin geçindirmekle yükümlü olduğu aile bireyleri de esas alınmalıdır.

7- Asgari ücret sonrası ilk gelir vergisi tarife oranı yüzde 10'a düşürülmeli

Asgari ücrete sağlanacak vergi muafiyeti ve desteği yanında asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanacak oran yüzde 10’a düşürülmelidir. Böylece asgari ücrete yakın çalışan işçilerin daha az vergi vermeleri sağlanmalıdır.

8- Gelir vergisi tarife dilimleri yeniden değerleme oranında artırılmalı

Gelir vergisi tarife dilimleri adil biçimde düzenlenmediğinden çalışanların üzerindeki vergi yükü artıyor. Gelir vergisi tarife dilimleri, asgari ücret artışından az olmamak kaydıyla, yeniden değerleme oranında artırılmalıdır.

9- Asgari ücret istisnası vergiden değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalı

Ücret gelirlerinin asgari ücret kadar kısmı gelir vergisinden istisna edilmiş olmasına rağmen istisna uygulamasının matrahtan indirim yerine vergiden indirim yoluyla yapılması nedeniyle ücretli çalışanlar asgari ücret vergi istisnasından gerektiği gibi yararlanamıyor. Asgari ücret vergi istisnası, vergiden değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalıdır.

10- İşverenlere uygulunan 5 puan SGK prim desteği çalışanlara da uygulanmalı

Bütçeden karşılanan 5 puanlık SGK desteği halkın, emekçilerin vergileriyle işverenlerin finanse edilmesi anlamına gelmektedir. Bütçeden işverenlere 5 puanlık SGK prim indirimi sağlanmasına karşın aynı uygulama işçiler için söz konusu değildir. İşçiler için de 5 puanlık SGK prim desteği bütçeden/Hazine’den sağlanmalıdır.

11- Çağ dışı damga vergisi kaldırılmalıdır

Çağ dışı damga vergisi kaldırılarak ücretliler lehine bir düzenleme yapılmalı, böylece çalışanların gelirleri artırılmalıdır.

12- En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmeli

2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Yasa’dan önce asgari ücretten düşük emekli aylığı söz konusu değildi. Günümüzde emekli aylıkları Hazine tarafından karşılanan farkla 12.500 TL’ye tamamlanmaktadır. Emekli aylıklarında alt sınır geçmişte olduğu gibi asgari ücret olmalıdır.

13-  Asgari ücret bütün işçiler ve memurlar için ortak saptanmalı

Özel İletişim Vergisi zamlandı: Faturalara ek maliyet geliyor Özel İletişim Vergisi zamlandı: Faturalara ek maliyet geliyor

Devletin özel sektördeki işçilerle kamu işçileri ve kamu görevlileri arasında ayrım yapması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle en düşük işçi, memur ile emeklilerin ücret ve maaşları aynı olmalıdır."

Kaynak: Birgün Gazetesi