AMED TIMES - Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır'daki Genel Merkez binasında, yaptığı açıklamada Kürt sorununun "terör' sorunu olmadığı ve yürütülen politikaların çözüm olmadığı vurgusu yapıldı. DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçur açıklamada ; “Kürt sorununu ‘terör’ sorunu olarak, faşizm ve imha politikalarına biat etmeyenleri ‘terörist’ olarak tanımlayan ve Kürdistan’ı da ‘teröristan’ olarak tanımlayan iktidar, yeni bir savaşı Haziran itibariyle derinleştirmek istiyor” dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi, Özgür Kadın Hareketi, MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu Mezopotamya Beşiğinde Aileler ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Barış Anneleri adına yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi.
“Türkiye’de iktidar ekonomisini savaşa, güvenlikçi politikalara endekslediği için silahlar bombalar Ak Parti - MHP iktidarının bekası için kullanılırken, bizden çalınan geleceğimiz ve hayatlarımız. Türkiye ve Ortadoğu halkları çok ciddi bir savaşın kıskacında ölümle baş başa bırakılmış durumda. Hayatlarımızı elimizden alan şeyin kendisi sadece silahlar değil. Savaşların yarattığı kriz ve kaosun kendisi, savaş sonrası, açığa çıkan göç ve ırkçılık özellikle silaha ihtiyaç duymadan da hayatlarımızı elimizden almaya devam ediyor. Dünya tarihi birçok savaşa tanıklık etti, birinci dünya yapıldı, bitti. İkinci dünya savaşı yapıldı, bitti. Bütün savaşlardan toplumsal dersler çıkarıldı, savaşı engelleyecek kurumsal yapılar ortaya çıktı. Ancak ne hikmetse 4 parça Kürdistan’da Kürdün varlığına yönelik savaş bitmedi, bitirilmiyor. Kürt sorununu ‘terör’ sorunu olarak, faşizm ve imha politikalarına biat etmeyenleri ‘terörist’ olarak tanımlayan ve Kürdistan’ı da ‘teröristan’ olarak tanımlayan iktidar, yeni bir savaşı Haziran itibariyle derinleştirmek istiyor. Bugün karşımızda olan Ankara –Bağdat ve Hewler ittifakıyla yeniden Kürtlerin kazanımlarının hedef haline getirilmesidir. Nisan 2022’de aslında bu operasyonlar başlamıştı. Özellikle hem Türkiye ve dünya kamuoyuna kimyasal silah kullanımı ile gündeme gelmişti. Bütün dünya buna tanıklık etmişken, Türkiye ve iktidar tüm makamlarıyla kimyasal silah kullanılmadığını söyleyerek, bu süreci bertaraf etmeye çalıştı. Bugün havadan karadan, sivillerin hedef alındığı bir savaşla karşı karşıyayız. Yani işgal ve savaş hazırlığıyla karşı karşıyayız. Bu savaşta TSK’nın yanında KDP’nin peşmergeleri ve ne yazık ki IŞİD yer alıyor. Biz bu savaş ve işgal politikalardan vazgeçilmesini, Kürdün hakkının Kürde iade edilmesini ve Kürdistan çekilmelerini talep ediyoruz.”