İstanbul'da başlatılan 'ihale yolsuzluğu soruşturması' kapsamında, aralarında Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın da bulunduğu 47 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Tuncer Bakırhan’dan hükümete çözüm süreci çağrısı Tuncer Bakırhan’dan hükümete çözüm süreci çağrısı

Operasyon kapsamında şu ana adar 39 kişi gözaltına alındı. Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat'ın Balıkesir'de gözaltına alındığı bildirildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Rıza Akpolat'ın gözaltına alınmasının ardından CHP lideri Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara'da CHP Genel Merkezi'nde toplandı.

Yaklaşık 2 saat süren toplantının sona erdi.

Kritik görüşmenin ardından Özel ve İmamoğlu ortak açıklama yaptı.

İmamoğlu şunları söyledi:

"Acil durum değerlendirmesi sonrası huzurlarınızdayız. Türkiye bugün üzücü bir sabah uyanmıştır. Yargıyı zedeleyen ve yargı tacizini hayatımıza sokmakta tereddüt etmeyen bir kısım uygulamalar hayatımıza girmeye devam ediyor. Açıkçası bugün İstanbul'da Beşiktaş'ta Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'a yapılan müdahale kesinlikle yargı, hukuk, adalet, insan hakları hiçbir hususa uygun bir uygulama değildir.

80 gündür tutuklu olan Ahmet Özer'in çalışma arkadaşlarına, memurlarına yönelik de gözaltı kararı geldi. Aynı uygulamalar orada da sürdü. Basına yansıyan bilgilere göre, gözaltı işlemine gerekçe olarak temelde ihaleye fesat karıştırma iddiası sunuluyor. Açıkçası buradan başlamak isterim, iddia edildiği gibi Beşiktaş Belediyemize ihaleye fesat nedeniyle suçlama yapılıyorsa, uygulamanın başka türlü olması lazım. Çünkü belediye başkanımızın gözaltına alınmaması lazım. Niçin belediye başkanımızı gözaltına alıyorsunuz?

5018 sayılı kanuna göre, belediye başkanları ihale ve harcama yetkilisi değildir. İhale ve harcama yetkilisi birim amirleri, müdürler, belediye başkan yardımcıları ve daire başkanlarıdır. Hal böyleyken, Beşiktaş Belediye Başkanını hem de il dışında ziyaret ettiği babasının evinde apar topar gözaltına almak hukuk ve ahlak dışıdır. Bir insanı ailesinin yanındayken bu şekilde korkutarak, saat 5'te kapıları kıracağız tehdidiyle süreci sürdürmek büyük bir problemdir.

Kesinlikle itibar suikastıdır. Belediye başkanı da diğer gözaltına alınan belediye başkan yardımcısı ve devlet memurları da elbette dokunulmaz değildir. Hukuka uygun bir biçimde sorgulanabilir, ifadeleri alınabilir lakin şafak vakti evleri ve belediye basılarak operasyona tabi tutulacak insanlar da değildir. Varsa sıkıntılı bir durum bu insanlar savcılığa davet edilir onlar da koşa koşa gider.

23 yıldır şafak vakti operasyonuna uğrayan bir AK Partili belediye başkanı ya da herhangi bir yetkilisini gördünüz mü?

İstanbul'da 25 yıl İBB'yi yöneten ve onlarca yolsuzluğunu kamuyu zarara uğrattığını belgeli halde ortaya çıkarttığımız sorumlulara operasyon düzenlendiğini gördünüz mü? Tam aksine bu dosyaların sorgulanması şikayetlerimize rağmen engellendi. Yıllardır İçişleri Bakanlığı'nda üstü kapatılarak durduruldu.

AK Partili belediye başkanları çok muteber insanlar, sütte leke var ama onlarda yok. Tüm sorunlar tüm lekeler CHP'li belediye başkanlarında öyle mi? Açıkçası utanmadan ifade ediyorum, bunlar bir de hala partilerinin önünde 'Adalet' ismini saklıyorlar.

Bizim belediye başkanlarımıza yaptıkları bu muamele aslında milletin iradesine yaptıkları muameledir. Elinizi neye attıysanız kirlettiniz. Ne yazık ki ülkemizde her vatandaşımızın sarılacağı en üst makam olan adaleti dahi kirlettiniz.

Bu itibar suikastlarının devam etmesi için İstanbul'a da CHP'lilere CHP'li belediye başkanlarına kayyum atamak için veya bu türlü operasyonlar düzenlemek için koordinatör bir başsavcı atadınız.

Başsavcıya sesleniyorum... İBB Başkanıyla görüşemeyen bir başsavcı olarak görevini yapmaya devam ediyorsun. Çünkü İstanbul'a adalet dağıtmak için atanmadığın net. Atandığın ve görev yaparken mensubu olduğun yargı camiasına veya adalet sürecine yakışan hamleleri değil, bir kişiyi memnun etme çabası içerisinde görevini yaptığını buradan üzülerek takip ediyorum.

16 milyon insanın temsilcisiyle dahi görüşememe cesaretsizliğini gösterirken, adaletli olma konusunda cesur olmanı size tavsiye ediyoruz.

Yargının çok önemli makamına oturan bu şahıs, bu uygulamaları talimat ve organize bir şekilde yürütmektedir. Bunu şehvetle yapıyor. Tek gayesi var İstanbul'da CHP'li belediye başkanlarına itibar suikastı düzenlemektir.

Sayın Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum, İBB'de görev yaptınız. Sizin döneminizde birçok kişinin ihaleye fesat soruşturmasıyla hakim karşısına çıktığını biliyoruz. Ama siz çıkmadınız. Neden? Çünkü kanun ve nizam var. Ama yönettiğiniz Türkiye'de kanun ve nizam kalmamıştır. Bizzat Cumhurbaşkanı'nın bilgisi dahilinde yürüyen İstanbul operasyonlarının adresi bellidir."

Özel'den Erdoğan’a: Sandıktan kaçma

Özgür Özel konuşuyor:

"Türkiye'nin bu kadar çok sorunu ve derdi varken böyle gündemler yaratılmasını son derece sorunlu ve milletle gönül bağı kopmuş bir iktidara yakışacak ve bunun tescili itirafı olarak nitelendiriyorum.

Bugün sabah, değerli Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'ın resmi ikametgahı polisler tarafından sert bir şekilde kapısı çalındı ve içeride uyuyan yaşlı annesi telaşla kapıya koştu. Kim olduğunu sordu. 'Aç polis, yoksa kırarız' dedi.

Teyzem kapıyı açtı korkan gözlerle. Rıza Akpolat'ı almaya geldik dediler. Annesi dedi ki 'Evladım Rıza yok ki, o babasının yanına Balıkesir'e gitti. Orada bulabilirsiniz.'

Bu sefer Balıkesir'deki baba ocağına jandarmalar gittiler ve bildiğiniz sahneler yaşandı. Şu kadarını söyleyeyim, MHP'nin Osmaniye Belediye Başkanı, 21 yıl hapis cezası aldı. Bir gün tutuklu kaldı, sabit ikametgahı olduğu gerekçesiyle salıverildi. Şimdi Yargıtay aşaması bekleniyor. 21 yıl hapis cezası almış olan, şu anda görevde olmayan birisi sadece sabit ikametgah bildirdiği için serbest ama Rıza Akpolat, evine gidiyorlar bulamıyorlar. Babasının evinde gözaltına alınıyor polis arabasıyla İstanbul'a naklediliyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kıymetli seçmenlerine şunu hatırlatırım... FETÖ operasyonlarından sonra Tayyip Erdoğan 'Bazı arkadaşlarımız yoruldu, istifa etsinler' demişti. Kimi güle oynaya kimi ağlaya ağlaya istifa ettiler. O süreçte Tayyip bey istifası gecikenler için onlar gereğini yapmıyorsa biz gereğini yaparız demişti.

Bir partinin genel başkanını, belediye başkanına istifa et deme yetkisi yok. Ama gereği şöyle yapılabilir, eğer terör örgütü üyesi ise ya da yolsuzluk yapmışsa onu yargılarsın suçlu bulunduğu kesinleşirse görevden alınır yerine belediyeden yeni birisi seçilir. Ama ona istifa et yoksa bunu yaparım denmez. Hepsi istifa ettiler. Bir tanesi hakim karşısına çıkmadı, emniyete çağrılmadı.

Neydi bu arkadaşların suçu? Bunlar FETÖ'cüyse niye bıraktın? Bunlar yolsuzluk yaptıysa neden bıraktın? Kendi belediye başkanlarına "istifa et kurtul" bizim belediye başkanımıza ihale yetkilisi olmadığı halde Tayyip Erdoğan kendi döneminde İstanbul Büyükşehir'in birçok bürokratı ihaleye yolsuzluktan yargılandı Tayyip bey emniyete dahil çağrılmadı.

Çünkü herkes bilir ki bu kadar büyük yapıda yapılan ihalelere kim imza atıyorsa o mesuldür. Ama o gün Tayyip beye yapılmayan hukuksuzluğu bugün Tayyip bey CHP'li belediye başkanlarına uyguluyor.

Eğer gücünüz ve cesaretiniz varsa, sandıktan ve milletten kaçma.

Önündeki anket bendekinden 3 puan ileri bunu biliyorum. Bizde 58 çıkan toplam memnuniyet 61 çıkmış biliyorum. Asla buradan bir yere kaçamazsın. Eğer cesaretin varsa, öyle savcılara polislere değil gel millete güven. Çık karşısına.

Erdoğan'dan CHP’li başkana "bize katıl" teklifi!

Öyle bir ruh halinde ki, geçen hafta bir belediye başkanım, başarılı bir belediye başkanım, bir büyükşehirin ilçe belediye başkanı, kaybettiğine çıldırdığı bir ilçenin belediye başkanı yana yakıla beni arıyor. ‘Benimle Sayın Cumhurbaşkanı özel bir görüşme yapacakmış. Ne dersiniz sayın genel başkanım’ dedi.

Cumhurbaşkanı belediye başkanını çağırıyorsa bu devletin bir işidir. Mutlaka ya ilçeniz için büyük bir proje, bilmeniz gereken bir şey vardır gidin dönüşte görüşürüz dedim.

Gitti geldi ne oldu biliyor musunuz? “Sen başarılısın o ilçeyi nasıl aldın? Gözlerime inanamadım, şubat ayında kongrem var bize katılır mısın?” demiş.

Devletin başının, bir partinin öz evladı bir belediye başkanının “Yapacağım kongrede bana katılır mısın, senin önünü açarım. Tertemiz adamsın biliyorum ondan çağırıyorum, ama bir leke çalarlar Allah korusun” falan diye tehdit yapmalar…

Bir de sivil arabayla aldırmalar, Saray’a götürmeler. Yakışıyor mu ya? Orada onu yapan, burada bunu yaptırıyor. İşte size Tayyip Erdoğan’ın tükenmişliğinin resmi."

Kaynak: 12 Punto