Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (HÜNEE) iş birliğiyle, İsveç Hükümeti'nin finansal desteğiyle yürütülen 2023 Türkiye Gençlik Araştırması (TGA-2023) tamamlandı. 67 ilde, 15-24 yaş grubundaki yaklaşık 3 bin gencin katıldığı araştırma, gençlerin eğitim durumu, çalışma hayatı, sosyal medya kullanımı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi birçok konuyu ele alıyor.
Araştırma bulgularına göre, 15-24 yaş arasındaki gençler, Türkiye'deki hanehalkının yüzde 14'ünü oluşturuyor. Gençlerin neredeyse yarısı (yüzde 44) kendine ait bir odası olmadığını belirtirken, eğitim düzeyinin yükseldiği gözlemleniyor. 2007 Türkiye Gençlik Araştırması ile karşılaştırıldığında, üniversite öğrencisi ya da mezunu gençlerin oranı erkeklerde yüzde 2'den 22'ye, kadınlarda ise yüzde 4'ten 24'e çıkmış durumda.
Çalışma hayatına ilişkin bulgular ise dikkat çekici. Gençlerin yarısı çalışıyor (yüzde 42), ancak sigortalı çalışma oranı sadece yüzde 46. Çalışmayan gençlerin yüzde 14'ü iş ararken, genç kadınların iş gücüne katılım oranı erkeklere göre oldukça düşük (yüzde 24). Ayrıca, gençlerin yüzde 20’si ne eğitimde, ne istihdamda, ne de herhangi bir mesleki eğitim programında yer alıyor. Bu oran kadınlarda yüzde 29’a kadar çıkıyor.
Sosyal medya kullanımı da araştırmada öne çıkan bir diğer bulgu. Gençlerin yüzde 92’si sosyal medya kullanıyor ve en popüler platformlar sırasıyla Instagram, Tiktok ve X (eski Twitter). Gençler sosyal medyadan cinsel sağlık, çocuk yaşta evlilikler gibi toplumsal sorunlarla ilgili bilgileri alıyor.
Ayrıca, genç kadınların yüzde 27'sinin çocuk yaşta evlendirildiği ve ilk evlenme yaşının kadınlar için 19, erkekler içinse 25 olduğu ortaya çıktı. Evlilikle ilgili gençlerin farkındalık eksiklikleri ve yanlış algılar da dikkat çekiyor. Örneğin, gençlerin yüzde 8’i, kadınların ergenliğe girmesinin evlilik için yeterli olduğuna inanıyor.
Nitel araştırma sonuçları, gençlerin eğitim sisteminden beklentilerinin azaldığını ve okulların yaratıcılığı desteklemediğini gösteriyor. Ayrıca, okulda karşılaşılan şiddet ve taciz gibi olumsuz durumlar, gençlerin eğitim hayatından uzaklaşmalarına neden olabiliyor.
Sonuç olarak, Türkiye’deki gençlerin eğitim, sağlık ve sosyal haklar konusunda ciddi bilgi eksiklikleri yaşadığı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin etkilerinin sürdüğü vurgulanıyor. Gençlerin doğru bilgilere ulaşabilmesi için okullar, sağlık personeli ve sosyal medya aracılığıyla daha fazla eğitim ve farkındalık çalışması yapılması gerektiği ifade ediliyor.